“Cümleler Doğrudur Sen Doğru İsen, Doğruluk Bulunmaz Sen Eğri İsen.”Yunus Emre
Doğru için bütün sözlükler; “Yalan olmayan, gerçek, hatâsız, yanlışsız, sağlam” açıklamasını yapar.Doğru kelimesinin türemişleri de vardır: Doğruca, doğrucu, doğruculuk, doğrulamak, doğrultmak, doğruluk gibi.
Söylenen Sözlerin Doğruluğu, Yapılan İşlerin Yanlışlığını Düzeltmez.
Doğruluk erdemi, uygar bir toplumdaki genel törelerin ana ekseninde bulunmaktadır. Tanımı itibarıyla ilk bakışta hiçbir belirsizlik içermiyor gibi görünen bu erdem, aslında insanlık tarihi boyunca sürekli değişkenlik göstermiştir.
Yalancılık ne kadar kötüyse, doğruluk da o kadar iyi, güzel ve faziletlidir. Peygamber efendimize olgunluğun alameti sorulduğunda (Doğru konuşmak ve doğrulukla iş yapmaktır) buyurdu. (İmam-ı Gazali)
“Acı Da Olsa, Doğruları Söyleyiniz” Hadis-İ Şerif
Günümüz insanlarının bilgi dağarcığı, olaylara karşı çözümlerin çeşitliliğini arttırdığı gibi yeni sorularında oluşmasına neden olmaktadır.İnsanlığın hükmetme yeteneğini artıran bilim, hayat ile ilgili etik değerlerde farklı yaklaşımların ortaya çıkmasını sağlamıştır.
“Doğruları Korumaktan Korkmayınız.” Atatürk Ahlaki tutum içinde olmadan doğru bilgi ve doğru bilgi olmadan da ahlaki tutumun ortaya çıkamadığı bir gerçektir.Bir şeye yönelmek ve o şeyi olduğu gibi görmeye çalışmak iyi niyet, dürüstlük ve saygı gibi ahlaki tutumları gerektiren bir şeydir. Kuşkusuz ki buradan o halde yanlış anlama ahlaksızlıktır gibi bir sonuç çıkamaz. Çünkü yanlış anlama, doğru anlama niyetinin başarısızlıkla sonuçlanmasıdır. Ancak her ne zaman doğru anlama gerçekleşirse, orada anlaşılan şeye karşı doğru bir tutum içerisine girilmiş demektir.
Rabbinin Sözü, Doğruluk Ve Adaletle Tamamlandı. O’nun Sözlerini Değiştirebilecek Yoktur. Enam Suresi / 115
Doğruluktan ayrılmadan, güzel yarınlara ulaşmak, dünün çirkinliklerinden kurtulmak, hatâlarından sıyrılmak için, yapacağımız tek, belki de en önemli şey, doğruluk hazinesine sımsıkı sarılmak olmalıdır. O zaman sevilir, sayılır, toplum içinde sağlam bir yerin sahibi oluruz.
Hiçbir Miras, Doğruluk Kadar Zengin Değildir. Shakeaspeare Ahlaki doğruluk ile bilginin doğruluğu arasında ayrılmaz bir ilişki söz konusudur. Doğruluk ile bilgi arasındaki ilişki sadece bununla kalmayıp, var olan tüm bilgilerin sosyal hayatta kullanılması ve yine eyleme dönüştürülmesi de zorunludur.
Yanlışlık Fare Deliğinden Geçer, Doğruluk Kapılardan Sığmaz. Bernard Shaw
Doğruluk bir yoldur, güzel bir davranış biçimi, iyi yaşama tarzıdır. Bu yolda nefes tüketenlere ne mutlu! Bütün güzellikler onların bahçesinde açar, adı “doğruluk” olan kuşlar, iyilik ağacının dallarına konar. Sizler de böyle bir bahçede yaşamak istemez misiniz?
Eğri Olanın Gölgeside Eğridir. Hz.Ali R.A.
Yalana başvurmak, hatâlı yolda gitmek için direnmek, olanı, olmamış gibi göstermeye çalışmak, çürüğü sağlama karıştırmak, bütün bunlarda ayak diretmek, doğruluk anlayışına sığmaz. Hepimiz biliriz, kaç defa duymuşsunuzdur; “Yalancının mumu, yatsıya kadar yanar.” diye.
“Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden Kovarlar.”Mış.
Yürekleri, doğrudan yana paslı olanlar için böyle sözler, bir büyük teselli kaynağıdır. Yalnız bu kaynak, bizi doğruluktan uzaklaştırır. Sonra meydan kötülere, yalana başvuranlara, yanlışta direnenlere kalır. Onlar da, kendilerine benzemeyenlerin kulağına kar suyu kaçırmak için, yukarıdaki sözü fısıldar dururlar. Bütün amaçları bizi etkilemek, iyiye, güzele, doğruya giden yolumuza dikenleri sermektir.
Doğruluk Sonsuzluğun Güneşidir, Nasıl Olsa Doğar.
Biliniz ki doğruluk öldü mü, mertlik elden gider. Mertlik duygusunun boş bıraktığı bahçelerde de, kalleşlikler, çirkinlikler, kötülükler boy atar, yaşamanın tadını kaçırırlar. Böyle bir bahçeye girince, yalanın, hatânın sihirli büyüsüne kapılır, yok olur gideriz. Oysa bizim için önemli olan, suları tersine akıtmak değildir.
Yanlış, Sonsuz Şekillere Girebilir, Doğru İse Yalnız Bir Türlü Olabilir.
Doğru ve doğruluk üzerine yapılmış olan bütün değerlendirmeler, gerçekte bir yandan yaradılıştan gelen hayatta kalabilme ve var olma kaygısıyla, diğer yandan erdem için gösterilen çaba arasında temel bir fark olmadığını ve ana kaygının İNSAN OLABİLME sorunu olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
Budur Benim Hayatta Beğendiğim Meslek, Sözün Odun Gibi Olsun Doğrun Tek. M.Akif Ersoy
Ne yapıp etmeli, suyu gözesinden içmenin çaresini bulmalıyız. “Başkaları bize ne der?” gibi endişelere yakamızı kaptırmadan, doğru bildiğimiz yolda, bir başımıza kalsak bile, yürümeli, daima yürümeliyiz. Bildiğimizi, duyduğumuzu, gördüğümüzü doğruca söylemeli, doğruculuktan ayrılmamalı, haksızlıkları doğrultmalı, doğruluğun çiçekli bahçelerinde açmalıyız.
Aranızda güzel çiçekleri sevmeyen var mı?