Tost ile Doyuruyor, Test İle Büyütüyoruz

TBMM’nin açılışının 89. yılını kutlamaya hazırladığımız bu günlerde geleceğimizin, geleceği olan çocuklarımızın durumu hiç aklımıza geliyor mu?
Kendi çocukluğumu hatırlıyorum da, şimdi çocukken oynadığımız oyunları saysam bizler geçmişimizi yâd ederken onlar bunu görmeyince hayal bile edemezler.
Nerde şimdi yiyip-içip aç gezdiğimiz günler?
Ne güzeldi o günler.
Oyuncaklarımızı kendimiz yapar, oyunlarımızı kendimiz icat eder, kurallarını kendimiz koyardık.
Oysa şimdi!
Tost ile besleyip, Test ile büyüttüğümüz çocuklarımız sayemizde çocukluklarını yaşayamadan, hayata hazırlanmadan tost ve test’in takibinde de teknolojinin esiri oluyorlar.
Teknolojiye karşı değilim.
Hz.Ömer;”Söz ağzımdan çıkana kadar benim esirimdir, ağzımdan çıkandan sonra ben onun esiriyimdir” demiştir.
 Bu hiç aklımdan çıkmayan sözü teknolojiye uyarlayacak olursak;”Ben Teknolojinin esiri değil, teknoloji benim esirimdir” diyebiliriz.
Evlere bilgisayarlar, hele birde internet girenden sonra kitaplıklar rafa, öğrenciler ödevde hazıra alıştı.
Hayat “Tost ve Test”ten ibaret değil.
Geleceğimizin geleceği çocuklarımızı tost ve test ile beslerken kültürel değerlerimizi, sportif faaliyetleri, basit tamiratları, sıcak dostlukları, sözde değil özde büyüklerini saymayı, küçüklerini sevmeyi öğrenmeleri için fırsatlar vermeliyiz.
Çocuklarımızı en az bir müzik aleti çalmasına, en az bir spor dalında yetişmesine, seviyesine uygun işlerde çalışmaya alıştırmalı, ağaç dikmeyi, çiçek koklamayı, insanları olduğu kadar doğal dengenin bozulmaması için hayvanları sevmeyi, geçmişine saygı, geleceğine güven ile bakmayı öğretmeliyiz.
  Unutmayalım ki!
Hayat sadece Tost ve Test değildir.