Pazar, Ekim 6, 2024

Bir Çift Ayakkabı

Bu bir gelenekti gelinlik kız kulağını kapıya dayar dinlerdi,genc kız kalbini kadere dayar beklerdi.
kapının pervazına dokununca sivrilimiş bir kıymık elini hafifce çizdi.Bir kaç kan damlası birikti,kanadı ama akmadı.
küçük bir ah dedi ve sonra yuttu bu ah ı .
içeride bir dünya kurulduğunu biliyordu ama bu dünya kalbinin enkazı üstüne kuruluyorsa ?gittikçe sıkıntı bastı. Holde dolanıyordu.
Bir an ayakkabılara ilişti gözü.
Çatlamış betonun üzerine çıkarılmış bir birinden bağımsız ama
Birbirinin tamamlayıcısı bir çift ayakkabı…
“karı koca gibi “dedi içinden.
Biri nereye giderse ötekide oraya gider. Kâh biri öndedir,
Kâh diğeri. Biri eskiyince diğeri de eskir ama nedense hep biri diğerinden önce delinir.
Arkadan vuranı da çoktur, öne destek olanı da…”ayakkabı işte” dedi düzeltirken.

Gelen gencin ayakkabısıydı bunlar, biraz eskiceydi.
demek ki giyecek daha iyi bir ayakkabısı yoktu.
Bunlara ihanet etmediğine ve hemen değiştirip atmadığına göre kanaatkâr birisidir diye düşündü.
demek ki bir ucu HZ. İsa(a.s)dandı.

Ayakkabı bağlarına takılmış ot tohumlarına takıldı gözü birden.
İçinden “öndeki yoldan değil arkadaki patikadan gelmiş” dedi.
Evin önü asfalttı herkes bu yolu kullanırdı.
Kimse kestirme olan arazi yolunu sevmezdi.
Sanki toprak ve çamur kendilerine çok uzakmış gibi kaçarlardı bu patikadan.
Oysa o çok severdi bu yolu,
Yalnızlığını yolun iki tarafına saça saça yürürdü.
“o yolu kullanmış “dedi.
Bu tohumlar benimde her seferinde eteğime yapışırdı.
Toprağı seviyor dedi minik bir gülümseme ekledi düşüncelerine.
demek ki bir ucu HZ ADEM(a.s) dendi.

Bir ara kapı aralandı ellerini gördü.
İri ve damar damardı elleri.
okumuş diyorlar ama elleri neden yıpranmıştı..
Çalışan o eller sıva karmış malta tutmuş gibiydi.
demek ki bir ucu HZ. İBRAHİM(a.s) dendi.

Şimdi sesini duyuyordu gencin ağır ağır konuşuyordu.
Sesi ahenkliydi.”kaba söz, kaba bir bedenden çığ gibi düşer,
Düştüğü yeri hayattan koparır.
Sertçe söylenmiş her harf diğer harflerden zifte batırılarak ayrılmıştır
Kenara şerleş bir dile değdiğinde pişman olup ortasından kırılır nazlı elifler..
“sesi kuş diline çarpıp dönüyor gibiydi demek ki bir ucu HZ.SÜLEYMAN (a.s)dandı.

Efendimizden bahsediyordu.
Kendisiyle birlikte efendimizin aşkını da getirmişti.
Efendimiz diline değmişti ya sanki tüm oda aydınlanmıştı.
demek ki bir ucu HZ.MUHAMMED MUSTAFA (s.a.v)dandı.

Methini çok duymuştu gencin ama kendisini hiç görmemişti.
Boyu posu,kaşı gözü bir tavada eritmeli takva ölçeğine dökmeli dedi sessizce.

Kasları yavaş yavaş gevşiyordu nedense .
“çok komik dedi şimdi biz evlenince bir çift ayakkabı mı olcağız?”gülümsedi.

Sonra bir an açıldı kapı.
Bir an ruhunda yağmurlar başladı.
Dizleri sağa sola kaydı ayaklarına hükmedemez oldu.
Kafasını,boynunu ,ağzını burnunu cevirdi gence doğru ama gözlerini bir türlü çeviremedi.
Kapıyı açan kimdi bilmiyordu.
Sonra kapı tekrar kapandı.
Dakikalardır dolanıp duran ayakları o an sabit kaldı.bir koku vardı içinde …
Kardelenler kokar mıydı?

Güzellik hafif esen rüzgâr gibi ferahlatıcı pürüzsüz bir denizde yaşayan ışık gibi sakin.
Ay gibi haledendi.

Ve güzelliği çocukların ellerine bölüştürülen ekmek gibi sıcaktı.
İşte o an anladı bu hali de HZ. YUSUF(a.s) tandı.

Ve yine anladı ki o kıymık elini neden peşinen kanatmıştı!!!!!!
  Evliliklerde karşılıklı sevgi ve anlayış çok önemlidir…
Rabbim herkese hayırlı eşler ve doğru çift ayakkabıyı bulmayı nasip etsin inşallah…

RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments