Pazar, Ekim 6, 2024

Çocuklar Geleceğimizdir

Çocuğumuza sadece defter kalem almakla Velilik görevlerimiz bitmiyor.Bir yılın emeği olan karneler bugün alınıyor.
Kırık notlarla yüzleşecek öğrenciler ve velileri uyarıyoruz: Başarısızlık bazen, gerekli önlemler alındığı takdirde sonraki başarılar için bir isteklendirme kaynağı olabilir.
Oysa Çocuğumuzun yaşama sevinci ve hayatı yorumlayışı, güvenilirliği, saygılı olması, sosyal ilişkilerindeki başarısı ve sağlığı, karne başarısından çok daha önce gelmektedir.
Veliler!

Karneleri ellerine alacak velilere bazı sorularımız var. Onların bu sorular üzerinde düşünüp cevaplar vermeleri, başarı yolunda koşan çocuklarına yardımı kolaylaştırır.

Karneye kızmadan önce bu soruları cevaplar mısınız?

Çocuğunuzun içinde bulunduğu yaş dönemi özelliklerini biliyor musunuz?
 Motive etmek için kullandığınız aşırı tepkici ve kırıcı yaklaşım onu derslerinden daha soğutuyor ya da yoğunlaşmasını bozuyor olabilir mi?

İçinde bulunduğu arkadaş çevresi ve onlarla iletişimi nasıl?
 Çalışkan ve sorumluluk duygusuna sahip çocuklarla mı birlikte, yoksa “boş vermişler” arasında mı?

Çocuğunuzun okula devamı nasıl?
Okulda neler yaşadıklarına ilişkin ne kadar bilgi alıyorsunuz?
 Okulu ve öğretmenini seviyor mu?
Bir veli olarak öğretmeniyle görüşüyor, önemli konular hakkında rehber öğretmene çekinmeyip danışabiliyor musunuz?

Çocuğunuzun ders çalışma alışkanlığı var mı?
Bunun için gereken uygun ortamı ve araç gereçleri sağlayabildiniz mi?

Kızarak vakit kaybetmektense, çözüm yolları bulunmalıdır Kızarak vakit kaybetmektense, çözüm yolları bulunmalıdır
Karnede yansıyan notlarda ailelerin olumlu ya da olumsuz payı unutulmamalıdır.
Öğrencimiz ders çalışırken bizlerde gazete veya kitap mı okuduk? Okullarda yapılan veli toplantılarından kaç tanesine katıldık?
 Öğrencinizi notları ve genel durumu için siz çağrılmadan kaç sefer okulu ziyaret edip öğretmenleri ile görüştünüz?

Öğrenci ve ailesi için heyecan ve gerilim kaynağı olan karneler öğrencilerin ellerinde olacak.
Bazı çocuklar bu kaygıyı kolay atlatırken, getireceği kötü karneyle ailesinden “kötü evlat”, “beceriksiz, işe yaramaz çocuk” gibi tepkiler alacağını düşünen çocuklarda evden kaçma, notlarda değişiklik yapma veya nadiren de olsa intihar teşebbüsünde bulunma gibi davranışlar görülebilir. Aşırı tepkiler onur kırıcı davranış boyutuna geçtiğinde karne dönemi hem öğrenci hem de aile için kâbusa dönüşebilir. Bu nedenle karne döneminde çocuğunuza yaklaşımda bilmeniz gereken önemli ipuçları vardır.

Dereyi Görmeden Paçayı Sıvamayalım;
Öncelikle çocuğun karnesini görmeden önce yorumda bulunulmayalım. Örnek olarak, “Karnede zayıfın olursa eve gelme ha!”, “Zayıfın olursa sana tatil yok!”,”Doğru çırak olmaya” … Gibi yanlış yaklaşımlar çocuklarımızın kişilik gelişimini zedelemektedir.
 Bunun yerine “Karneni al gel, ailecek bir değerlendirmede bulunuruz yavrum.” şeklinde ne olursa olsun, ailenin çocuğunu sevdiği ve yanında olduğu mesajını veren ifadeler kullanmalıdır.

Kötü karneye sert tepki göstermek ve çocuğu diğer insanların yanında alay edip aşağılamak okuldan soğutabilir.
Özellikle ilköğretim 1. kademedeki çocuklar için ailenin ve çevrenin onayını almak, özgüven gelişimi için çok önemlidir. Bu nedenle karneler değerlendirilirken çocuğu teşvik edici ifadeler kullanılmalıdır. Örnek olarak “Türkçe dersin 3 düşmüş aferin; ama ben senin daha iyisini yapacağına inanıyorum. Türkçemizi en iyi şekilde kullanmalı, yorumlamalı, anlamalıyız” gibi ifadeler kullanılabilir.

Başarısızlık sebepleri Neler ya da Nelerden Kaynaklanıyor

Başarısızlık nedenleri öğretmen ya da okuldan mı kaynaklanıyor?

Başarısızlık nedenleri aileden mi kaynaklanıyor?

Başarısızlık nedenleri çocuğun ruh dünyasında sıkıntı oluşturan birtakım psikolojik sebeplerden mi kaynaklanıyor?

Başarısızlık nedenleri dikkat eksikliği gibi yapısal birtakım bozukluklardan mı kaynaklanıyor?

Bunların masaya yatırılması gerekiyor. Burada genel anlamda karşılaşılan en büyük problem, çocuğun ilgi ve yeteneklerinin farkına varmadan ailelerin yüksek beklenti içine girmeleridir. Genellikle ilgi ve yetenekler ilköğretim yedinci sınıftan itibaren ortaya çıkmaya başlar.

Çocuklarımızı Duygusal anlamda besleyebiliyor muyuz?
Çocuk zaten kendini gerçekleştirebilmek için başarıya ihtiyaç duyar. Çocukta bu başarı isteğinin oluşabilmesi gerçekçi bir beklentiyle beraber çocuğun aileden duygusal yönden de beslenmesine bağlıdır.
Duygusal beslenmede üç temel dinamik vardır: Güven, sevgi ve saygı.
 Güven ihtiyacı, bir grubun parçası olmak, birlik beraberlik, aidiyet gibi ihtiyaçlardır. Çocuklar genellikle kıyaslama, aşağılama, alay etme gibi durumlar söz konusu olduğunda kendini güvende hissetmezler.

Tabi sadece kötü not ve kötü karneden bahsedecek değiliz.
İyi karneleri övmenin yanı sıra ödüllendirmeyi ihmal etmemeliyiz. İyi karne ödüllendirilmeli ki süreklilik konusunda etkili olsun. Ancak burada da unutulmaması gereken, abartılı hediyeler yaşa uygun olmayan hediyeler olmamasına dikkat etmek gerekir.
Unutmayalım ki Çocuğumuza sadece defter kalem almakla Velilik görevlerimiz bitmiyor.
Yeri gelince onları önemsediğimizi hissettirmeliyiz. Onlarla sohbetler etmeliyiz. En kötü ihtimalle bugün okulda neler yaptın, neler öğrendin demeyi kendimize bir görev saymalıyız.
Çocuklar geleceğimizdir, lütfen onlara değer verelim.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments