10 Kasım, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunu kaybettiğimiz gündür.
Bugün okullar, resmî kurumlar başta olmak üzere bütün Türkiye, yeni Türk devletinin önderini anan, anlatan konuşmalarla yankılanır. Milletçe ona sevgi ve bağlılığımız dile getirilir.
Bugün, aynı zamanda Atatürk’ün görüş, düşünce ve prensiplerinin de en iyi anlatılabilip açıklanması için güzel bir vesiledir.
Buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu ortadadır.
Mustafa Kemal, fikirlerinde ve hareketlerinde tam bir müsamaha sahibi idi.
Bir konuda karar vermeden evvel, o konunun mütehassıslarını toplar, onların görüşlerini alır, kararını ondan sonra verirdi.
Mensubu olduğu, mesul olduğu millete engin bir sevgisi ve bağlılığı vardı.
O’ndaki bu millet sevgisi, kurmak istediği devlet için gayretinin ve mücadelesinin de temelini teşkil etmiştir.
Atatürk’ü bu millet sevgisi ve gayreti içinde değerlendirmek gerekir.
Ölçüsüzlük, her şeyden evvel, onun prensiplerine ve dünya görüşüne zıttır.
10 Kasım, bir matem günü olarak değil, Kemalist fikriyatın yeniden algılandığı, Atamızı yeniden yad ettiğimiz bir yıl dönümü olarak idrak edilmelidir.
Özcan TÜRKMEN