Ey iman edenler! Sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir. – Bakara Suresi, 153-
Hayâ zinettir. Takva da keremdir. En hayırlı binek de sabırdır. – Hz. Muhammed (SAV)-
“sabır”, “Katlanma, dayanma, ses çıkarmadan bekleme, tahammül etme.” Arapça’dan dilimize girmiş bir söz. Dilimizde “1-Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç. 2. Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme.” anlamıyla kullanılıyor.
Kutadgu Bılıg’te, “sabır” ile ilgili olarak “Kul sabırlı olursa beylik mertebesini bulur.” ve “ Sabredip bekleyen avcı, ak kuş tutar.” deniyor.
Sultan Alpaslan, Anadolu’nun fethi sırasında Romen Diyojen’in elçisine:
“Git söyle Kayserine biz sulhu severiz
Lâkin harbe girersek insan değil ejderiz.” derken sabrın hangi noktasındaydı, hiç aklınıza geldi mi bilemem.
Necip Fazıl Kısakürek,
“Düşün mü konuş mu sus mu unut mu
Buradan insan mı çıkar yoksa tabut mu?” derken sabrın sınırında mıydı bilinmez.
“….
Yetmez mi musab olduğumuz bunca devahi?
Ağzım kurusun … Yok musun ey adl-i İlahi!” derken Mehmet Akif’in sabrının derecesini hayal bile edemiyorum.
“Sabret gönül bir gün olur bu hasret biter.” diye başlayan şarkının sözü ve bestesi sabrı ne kadar sabır telkin ediyor dersiniz.
“Sabreyle gönül sabreyle” diyen Türk Hak müziği ezgisinin “sabır işareti” sizi nerelere götürüyor, bunu az çok kestirebiliyorum.
Ve yine biliyorum ki karşılaştığı güçlükleri sabırla yenmeye çalışan kimse, zor da olsa sonunda başarıya ulaşacaktır.
Zorları kolaylaştıran zor bir iştir sabır.
Unutmayalım: “Sabrı öğrenmek de sabır işidir.”
Gürbüz Azak’ın şu sözü ne kadar da doğru değil mi:
“Şu hafakan dolu dünyada biri kalkıp sabır satmaya başlasa, inanın, bir günde zengin olurdu.”
Özcan TÜRKMEN