Küreselleşen dünyada yeni dünya düzeni kuruluyor. Bu düzende insanımız, maalesef, yalnız…
Değişen dünya, yeni ama yalnız “birey” yetiştiriyor artık.
Yalnızlaşan insanımız, yeni bir bağımlılığın eşiğinde…
Bağımlılığın adı “tüketim”…
Bize lazım bazı şeyleri çok kolay elde edip çok kolay da atıyoruz. Fonksiyonel kullanamıyoruz bunları bir türlü.
Bunun da adı, tüketim kültürü….
Bu kültür, reklamla bize pompalanıyor. Bu anlamda bu bombardımanının etkisinde kalmayan var mı?
Tüketimin esasında tatminsiz insan olduğunu hepimiz biliyoruz. İnsanımızın ihtirası neden hep kamçılanıp durur bilmem ki.
Muhteris insanlar neden hep artar bilemem ki. Nefis terbiyesinde insanımız, neden hep geride olur anlayamam ki.
Nefsimizin esiri olup dünyaya hükmetmek isteyişimizin sosyal bir açıklaması var mı ki?
İnsani davranışlarımız, her geçen gün biraz daha bozuluyor. Bozulan davranışlar, kültür değerlerini deforme ediyor. Değerlerine yabancı kalan insanımız da bu işin doğal sonucu olarak yalnızlaşıyor.
Yalnız insanlarımız her geçen gün artıyor. Yalnız, zayıf insan kendini göstermek için çabalıyor. Böyle insanlarla da toplum zayıflamış oluyor.
Zayıf insanımız, çabuk bocalıyor. Bocalayan insanımız, ruhu beslemek yerine bedeni besliyor. Abartıyor biraz da. Abartıya kaçan insanımız; emek, zaman ve parayı çabuk tüketiyor.
Çabuk tüketmeye alışınca da kişilikler, ilkeler, değer yargıları tükeniyor.
15-20 yıl öncesi literatüre giren tüketim hastalığının mucidi güç/güçler, bizim esaretimize ne zaman son verecek? Sermaye, tüketim çılgınlığı ile insanımız tüketiyor.
Çılgınlığa dur diyecek âkil adamlara ihtiyaç var.
Tüketim çılgınlığı için nefis terbiyesi elzem…
Yanılmış olmayı isteyerek neleri tükettiğimizi aşağıda bilgilerinize sunmak istedim:
Kavramları unutup “dil”i tükettik.
Onunla bununla uğraşırken “biz”i tükettik.
Ucuzu arayıp “kalite”yi tükettik.
İsrafı artırıp “verim”i tükettik.
Harcaya harcaya “tasarruf”u tükettik.
“Mücadele kültürü”nü tükettik.
Öncelikler sırasını abartıp “derece”yi tükettik.
Arkadaş yaştaşı horladık “akran”ı tükettik.
Yağmurdan kaçarken doluya tutulduk; “sabrı” tükettik.
Yanlış seçimlerle “geçim”i tükettik.
Ağacı görmeden ormana meylettik “fidan”ı tükettik.
Sınırları çizemedik mutluluğu tükettik.
Sporda dopinge alıştık “yarış hazzı”nı tükettik.
Kültürsüzlük kültüründe “kültür”ü tükettik.
Sanata sanatçıya yan bakıp –megastarlar yaratıp- “yıldızlar”ı tükettik.
Reklamlara uyup “akl-ı selim”i tükettik.
Hovardaca yaşayıp sıfırı tükettik.
Değerlerimizi unuttuk “değer”i tükettik.
Manevi dünyayı daraltıp “huzur”u tükettik.
Amca, dayı, hala, teyzeyi unutup “hısım akraba”yı tükettik.
Derde deva aradığımızı zannedip “çare”yi tükettik.
Geleceğe borçlandık “geçmiş”i tükettik.
Özcan TÜRKMEN
turkmenozcan@gmail.com
www.ozcanturkmen.8m.com