Namazdaki sır ve hikmetler saymakla bitmez. Her hareketin, her durusun, her kıraat ve duanın birçok hikmet, mânâ ve nükteleri vardır. Bir kere diş görünüşüyle namaz:
1 – Ayni zamanda temizlik vesilesidir. Namaz kılanın bedeni temiz, elbisesi temiz, namazgâhı (meskeni) temizdir.
Koruyucu hekimliğin, yani sıhhati ve sağlığı korumanın şartlarından biri de temizliktir, temiz olmaktır. Beden temizliği, elbise temizliği, cevre temizliği…. Demek oluyor ki, koruyucu hekimliğin şartlarından biri ve birincisi de temizliktir. Demek oluyor ki, namaz ayni zamanda koruyucu hekimliktir ve dolayısıyla namazına devam eden ayni zamanda sağlığını korumaya da devam etmiştir.
2 – Namaz, ayni zamanda bir idmandır, vücut mekanizmasının bir idmanıdır, beden eğitimidir. Bakiniz namazda insan vücudunun her uzvu hareket ediyor, her eklemi (mafsalı) bükülüyor, kaslar gerilip gevşiyor…
Namazda eller yukarı kaldırılıp indiriliyor, eğilme doğrulma var, yere yatma ve oturma var, boynu sağa – sola bükme var… Hâsılı namazın her rekâtında vücut organlarının hepsi hareket etmektedir.
Bu hususu rakam vererek de söyleyebiliriz:
Namaz kılan bir insan, bir günde (14) defa ellerini yukarı kaldırır ve indirir, (40) defa eğilir ve doğrulur, (80) defa başını yere kor ve kaldırır, başını (12) defa sağa, (12) defa sola çevirir, (40) defa parmaklarını acar (rükû'larda), (80) defa bitiştirir (secdelerde).
Demek oluyor ki namaz kılan bir insan, ayni zamanda bedenen muhtaç olduğu beden eğitimi, beden terbiyesini de yapmıştır. Aslında Müslümanların beden eğitimi namazdır, namazdaki hareketlerdir. Namazlı bir insan, beden eğitimini de ayni zamanda yapmış, vücut zindeliğini sağlamıştır.
Şurası unutulmamalı: Biz namazı su veya bu faydası için değil, Allah emretmiş olduğu için, O'nun güzel emrini yerine getirmek ve rızasını kazanmak için kılarız ve biliriz ki, Rabbimizin emrettiği şeylerde birçok fayda ve hikmetler vardır.
3 – Namaz, ayni zamanda müsavat (eşitlik) ve denge unsurudur. Erkek – kadın, zengin, fakir, âmir – memur. Aslında birdir, birbirine eşittir, kulluk plânında aralarında fark yoktur. Günün belli saatlerinde, istisnasız her Müslüman ayni namazı kılacak, kıyam, kiralat, rükû ve sücut gibi hep ayni hareketleri tekrar edeceklerdir. Yine zenginlik veya fakirliğine, âmirlik veya memurluğuna bakılmaksızın yan yana gelecek, omuz omuza verecek, saf durup el bağlayacak, Yaratan’ın huzurunda divan duracaklar, ayni işaretle yatıp kalkacaklardır. Allah' a kul olmada ve kulluk vazifesini yapmada insanların aralarında alsa fark yoktur, herkes müsavidir. Ben – sen yok, biz varız ve hepimiz kuluz. ( Tıpkı Fatiha Suresinde gibi: Fatiha Suresinde ne diyoruz Allah’a: Biz ancak sana kulluk ederiz ve yalız senden medet umarız. Bize doğru yolu göster…)
4 – Namaz ayni zamanda günlük islerde de bir denge unsurudur. Günlük islerin plânlamasında namazın mühim bir yeri vardır. Namaz, günün muhtelif ve belli saatlerinde sıralanmış olduğu için, Müslüman günlük islerini, yemek vakitlerini, istirahat zamanlarını, uyku saatlerini bir plâna balgama zorunda kalacaktır. Plân ölçüsünü de, hiç şüphesiz ki, namaz vakitlerinden alacak ve ona göre ayarlayacaktır. Namaz kişiyi dengesizlikten kurtarıp dengeli olmasını sağlayacaktır.
5 – Namaz, ayni zamanda bir ilham ve bir irşat kaynağıdır. Namaz dinin direği, hidayet güneşidir. Namaz irfan menbasi, takva kapısıdır.
İnsandaki kötü duygu ve düşünceleri, aşırı istek ve arzuları firenler, kontrol altına alır, diğer taraftan sahibine iyi ve güzel ameller telkin eder.
Kur'ân-i Kerim bu hususta söyle der: (Resulüm!) Sana vahye dilen Kitab'i oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir." (El-Ankebut 45)
Elbette böyle olması icap eder. Çünkü namaz, insani günde beş defa Yaratan’ın huzuruna çıkarıyor. Bu arada O'na, her gün kırk defa „(Allah) Ceza gününün de malikidir." dedirtiyor ve dehşetli bir günün geleceğini, herkese hesap sorulacağını hatırlatıyor.
6 – Namaz, ayni zamanda günahların silinmesine, günah kirlerinden temizlenmesine vesiledir.
Kur’ân söyle der : „ Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde namaz kil. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir. Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır." (El – Hud 114)
Her Namaz bir hasenedir, bir güzelliktir. Güzelliklere devam edildikçe gecen kötülük silinir gider. Bu muhakkaktır. Buna binaen namaza devam edildikçe – beser hali – insanların çok defa kurtulamayacakları bazı günahlar yapılmış ise, onlar silinir gider ve beş vakit namaz arasında vaki olan küçük günahlara kefaret olur… Nitekim bir hadiste söyle buyrulur:
„Bir namaz, diğer namaza kadar aralarındaki (günahların) kefaretidir, büyük günahlardan sakınmak şartıyla." (Müslim)
Bazı Hadisler:”6369 – Osman Ibnu Affan radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın söyle söylediğini işittim: "Birinizin evinin avlusunda bir nehir aksa da bunun içinde günde beş sefer yıkansa acaba bedeninde hiç kir kalır mi?" Aleyhisalatu vesselam'in muhatabı: "Hiçbir şey kalmaz!" dedi. Resulullah da: İste namaz da böyledir, suyun kiri, pası giderdiği gibi o da günahları giderir."
6375 – Hz. Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir hurma kütüğüne (dayanarak) hutbe verirdi. Minber yapılınca (hutbelerde kütüğü bırakıp) minbere çıktı. Bunun üzerine kütük (bu ayrılık sebebiyle ağlayıp) inledi. Aleyhissalatu vesselam yanına gelip kucaklayıp teselli etti, kütük sustu. Aleyhissalatu vesselam su açıklamayı yaptı: "Eğer onu kucaklamasaydım Kıyamet gününe kadar inleyecekti."