Pazar, Ekim 6, 2024

İki Kum Tanesi

Günün birinde bir çölde iki kum tanesi karşılaşmış ve birbirlerini çok sevmişler uzun bir süre çok yakın olmuşlar. Birbirlerini yanlarında,
canlarında olarak sevmeyi öğrenmişler.
Derken bir rüzgar çıkmış kum tanelerinden biri yerinde kalırken diğeri biraz uzağa savrulmuş. Çok uzak değillermiş ama yinede göremiyorlarmış birbirlerini. Sevgileri hiç azalmamış yine sevmeye devam etmişler. Birbirlerine ulaştırabildikleri sesleriyle, haberleriyle yaşıyorlarmış ve artık görmeden seslerinde sevmeyi öğrenmişler.
Bir gün biri diğerine "Sevdamızın sonsuza erişmesi için aynı anda bir dilek dileyelim" demiş. Ikisi de aynı anda bir dilekte bulunmuşlar ve tam o sırada bir fırtına çıkmış. Bu kavuşmamız, sevdamızın sonsuza dek sürmesi olabilir diye ikisi de kendilerini fırtınaya bırakmışlar. Gözlerini kapayıp fırtına dindiğinde sevdalarının yanı başında olmuş olmayı arzulamışlar.
Fırtına o kadar kuvvetliymiş ki o güne kadar yıllarca yerlerinden kıpırdamayan kumlar bile başka yerlere savruluyorlarmış.
Fırtına günlerce sürmüş kum taneleri de oradan oraya savrulup durmuşlar. Ikisini de bir sabırsızlık sarmış. Fırtına durmuyor aksine artıyormuş.
Fırtına dinmek bilmedikçe onlarda sabırla sevmeyi öğrenmişler. Günler geçmiş sonunda fırtına durmuş gözlerini açtıklarında ikisi de başka alemlerde bulmuşlar kendilerini. Bu fırtınanın onları birleştireceğine o kadar inanmışlar ki birbirlerini yanlarında bulamayınca yüreklerinde derin bir acı hissetmişler ve acıyla sevmeyi öğrenmişler.
Kendilerine birazcık geldiklerinde ikisi de bu fırtınayla başka başka yerlere savrulduklarını anlamışlar. Biran ölmek istemişler ama sonra
birbirlerini hiç görmeden,mesafelere, engellere rağmen sevmeyi öğrenmişler.
 "Eskisi gibi bağırsakta sesimiz ulaşmaz ki birbirimize"
 demişler. Ikisi de yeni yerlerinde kimseyle konuşmamışlar ve yıllarca hep susmuşlar. Hep yeni bir fırtına ümidiyle birbirlerine ihanet etmeden beklemişler. Böylece umutla sevmeyi öğrenmişler.
 Yıllar geçmiş ama sevgileri hiç geçmemiş.Birbirlerinden hep umutlu olarak yaşamışlar.
Bir gün ikisi de birbirlerinden habersiz aynı anda gözlerini kapamışlar ve kavuşmak için yeniden fırtına çıkmasını dilemişler. Beklemişler beklemişler ama fırtına bir türlü çıkmamış.
Kendilerini tüm benlikleriyle fırtınaya bırakmak için oldukları yerde dönmüş durmuşlar amahepsi nafile küçük bir rüzgar bile çıkmamış. Sonunda durmuşlar ve gözlerini açmışlar.
Sevdiklerinin, sevdalarının, yıllarca beklediklerinin tam karşısında
durduklarını görmüşler ve hemen ikisi de yıllar önce diledikleri dileği anımsamışlar.
Dilek şöyleymiş "Allah'ım bizi birbirimize her şeyiyle sevmeyi öğrendiğimizde kavuştur. Öyle kavuştur ki sevdamız sonsuza erişsin."
Sonunda anlamışlar ki birbirlerinden çok uzaklarda geçirdiklerini sandıkları yılları aslında birbirlerinin yanıbaşlarında geçirmişler.
 Dileklerinin kabul olması için yılların geçmesi gerektiğini öğrenmişler çünkü onlar sevmeyi her şeyiyle öğrenmeyi dilemişler.
Dilekleri kabul olmuş umutla, sabırla, acıyla, yakında, uzakta her şeyiyle sevmeyi öğrenip birbirlerine kavuşmuşlar. Sevmeyi bildikten sonra mesafeler, acılar, yıllar, aylar…asla sevdayı
söndürmez ama sevmeyi bilmedikten sonra yanı başındaki sevdiğini bile yıllarca göremeyebilir insan…
 

RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments