Karındaş, ‘kardeş’tir; bilene, anlayana, hissedene…
Biyolojiktir, ana rahmi ortaklığıdır.
İnkar edilse de vazgeçilse de dünyanın en değiştirilemez ve asla bozulamaz ebedi birlikteliğidir, bu!
Bir anlamda kardeşlik; kaderdir, bir diğerine…
‘Karınca kaderince’ farklı bir söyleyiş ile karınca kararınca, anlamca; “az da olsa, elinden geldiği kadar” demektir.
Kader, ‘yazgı’dır ya da ‘genellikle kaçınılmaz kötü talih’ anlamını içeriyor lügatte…
‘Kader birliği’ ise iyi ve kötü günleri, aynı sonu paylaşma halidir; hayatın sunduklarını müşterek yaşamak; cefayı bir arada çekip, sefasını birlikte sürmek; nimeti bilip, külfetine ortak katlanmaktır…
Şimdi size anlatacağım hikayede; öyküde gerçeklik, sevgide yoğunluk, duyguda akışkanlık, destekte yiğitlik, paylaşımda birliktelik var.
Kardeşlik, birinin diğerine; kiriş ve kolonun çatı ile iş birliği, kök ve yaprağın teşrikimesaisi, dingilin direksiyon ile münasebeti, etin tırnakla ilişkisi demek daha doğru…
Biri diğerine göre ‘zayıf halka’ değildir, burada anlatılmak istenen…
Birbirinden ayrıl(a)maz unsurlardır, manasındadır; biri yoksa diğeri de yok, hükmündedir, biri diğerinin tamamlayıcısıdır.
Kardeşlik!
Biri, düşmesin diye tutacak; diğeri de, bırakılmayacağını bilerek dayanacaktır.
Biri 34 yaşında, abla; diğeri 24 yaşında, kız kardeş…
Geçmişte, geç kalmışlık yaşanmış. Önce annelerinin memesini vermişler toprağa, sonra da kendisini…
Ölmedi, yoruldu gitti, diyerek tarif ederler, analarının ebediyete göç etmişliğini…
Ablayı yıllar önce ‘guatr’ nedeni ile ameliyat etmişiz; neşterimiz, şifasına sebep olmuş Yaratan’ın…
Aradan altı sene geçmişti ki kapımız çalındı, içeri girdiler abla-kardeş…
Önce abla ile sevindik, bir daha görüştüğümüze; sonra öğrendik ki kız kardeşi hasta. Eline kitle gelmiş, memesinde.
İkisinin de göz pınarları, bahane arıyor akmak için; panik ve kaygı hakim, yüreklerinde.
Muayene, tetkik ve nihayetinde biyopsi…
Netice de anladık ki anneden genetik geç(m)iş, meme kanseri!..
Tefekkür, tasavvur ve tasavvuf!…
Hây’dan geldik, Hû’ya gidiyoruz. Cenab-ı Allah, Bakara Sûresi-156’ncı ayetinde meâlen: “Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: ‘Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz.’ derler.” buyurmuştur.
Hazreti Mevlana ise; “Biz Allah’tan geldik Allah’a gidiyoruz.” demiştir. İnsanoğlu sadece bedenden ibaret değil ki…
Allah-ü Tealâ’nın “Kendi ruhumuzdan üfledik.” (Enbiyâ Sûresi-91) dediği ruhtur, insanı hayvandan ayıran. Allah’tan bir parça taşır ki insan, bu anlamda kutlu ve mübarektir. Topraktan gelmedik ki toprağa gidelim. Vermeyecektik, annede yaşandığı gibi hiçbir şeyi toprağa…
Dedik ki; “Yâ Şafi, Yâ Allah; Bismillâh!” Küçük bir kısmını daha defedip, koltuğun altını da süpürmeye, randevu verdik.
Ameliyat günü geldi, çattı. Hastanız hazır, denildi. Çıktım, ameliyathaneye; baktım ki artık bizim de kız kardeşimiz, masada yatmakta…
Bir de ne göreyim; saçlar, sıfır numara…
Önce anlayamadım; herhalde bu süreçte rahat etmek içindir, dedim ve o şaşkınlıkla soruverdim; “Neden kestirdin, saçlarını?”
Bana; “İşte öyle!” dedi, dudakları titreyerek ve uyuyakaldı, birdenbire.
Çok güzel geçmişti, ameliyatı; kanaviçe işlercesine nakşetmiştik.
Öyle, değil miydi?
Hekimin işi; iğneyi kendine, çuvaldızı hastasına batırmak…
Neden sonra odalarına uğradım; muradım, bilgi vereyim.
Vazifeyi, başarı ile yerine getirmenin ve kardeşi, ablaya selametle teslim etmenin; huzuru var içimde…
Kız kardeş, uyanmış; abla, yarı vuslattan, yarı kaygıdan ağlamakta…
Kız kardeşin başını şefkatle sıvazladım; nedenini artık tahmin ettiğim ancak cevabını vermek istemediğim kazınmış saçlarını…
Abla tesettürlü; açıverdi başını ansızın, alıverdi eline yazmasını aniden ve dedi ki: “Bana da bakın!.. Ben de kestirdim, saçlarımı; benimki de sıfır numara artık!” İşte! Kardeşlik!.. Seninleyim, birlikteyiz; azmidir, bu…
Sana gelen, bana gelsin; duâsıdır, bu…
İyi günde zaten birdik, kötü günde de varım, beraberiz; desteğidir, bu…
Tutunuyoruz hayata, kavuşuyoruz sağlığa, mesajıdır; bu…
Karındaşız. Öyle ise karınca kadar da yolum olsa, karınca kaderince; her daim yanındayım ve seninle kader ortağıyız, demektir; Kardeşlik…
Saç dökülmesi, meme kanseri hastalarının kemoterapi sonrası karşılaştıkları ve en haz etmedikleri durumdur.
Ancak bilinmelidir ki genellikle tedaviden 10-15 gün sonra dökülmeye başlayan saçlar, tedavi bittikten kısa bir süre sonra tekrar çıkacaktır.
Hastalara saçlar dökülmeye başladığı zaman saçlarını kısa kestirerek önceden yaptırdıkları peruğu kullanmaları önerilmektedir.