SUVERMEZ’DE ESKİMEYEN ESKİLER’de Bugün sizleri 70’li yıllarda Emirdağ’ında her insanın severek gittiği bir yere,Zeynepoğlu’nun fırınına götürmek istiyorum.
Emirdağı dediysem Aslen Suvermezli olup,Zeynepoğlu diye bilinen Mustafa EDEER’i 1970’li yıllarda ortaokulu bitirip Avukat Orhan Neslioğlu’nun yanında katip olarak çalıştığım yaz aylarında Öğle olduğu zaman,elimize üç yumurta alıp Zeynepoğlu’nun fırının yolunu tutardım.
Ne zaman gitsem, Gayınoğlan diye seslenir yumurtaları alır yarım saat sonra gel derdi.
Yumurtalı pidesinin tadına hiç bir zaman doyamadığımız bu güzel insan;güler yüzlüydü Her ne kadar o sıcak fırının karşısında sabahın ilk ışıkları ile geçip,akşama kadar dursa da,yorulsa da güler yüzündeki tebessüm hiç eksik olmazdı.
Yediden yetmişe kadar Emirdağında sevmeyen kimse yoktu, Mustafa EDEER’i
Çoğu kimse esas adını bilmez,Zeynepoğlu dediğiniz zaman herkes bilirdi.
Güveç yaptırmak isteyenler etini,domatesini,biberini,sarmısağını,patlıcanını getirir, sıraya girerdi.
Bazen öyle çok olurdu ki,tebeşir ile güveçlerin üzerine isimlerini ve sırasını yazardı. Güveçin içine konulacak malzemeleri kendisi ayarlardı,Müşteri hepsini koy dese de kesinlikle orantısını bozmazdı,çok ısrar eden olursa al götür başka fırında yaptır diyerek paylardı.
Bunu yapmasının sebebi güveçin tadını bozmamak içindir,Emirdağ Güveci her yerde tadı ile,adı ile
EMİRDAĞ GÜVECİ olmuşsa Zeynepoğlu’nun sayesindedir.
Rahmetle andığımız bu değerli insan,Evlatlarına mesleğini hakkı ile öğretmiş ve bugünkü yerlerini babalarına borçlu olduklarını her zaman söylerler ve babalarının düstur ettiği doğrulu ve dürüstlükten hiç bir zaman şaşmamışlardır.
Bizim yaşlarda olanlar,Zeynepoğlu’nun fırınını çok iyi bilirler.Bolvadin yolu üzerinde,her zaman cıvıl cıvıl olan bu Fırın,bazı günlerde Mustafa Amcamızın türkü çağırmasına sahne olmuş,dertli dertli söylediği türkülerde sevdânın izi vardı,özlemin gelmeyişi vardı, belki de vuslâtın kafdağına gidişi vardı.
garabagi dûzgûn keser kekili ,
haciomaroglunun sûlûk vekili.
zivlen tazi yûzû cûcûlû bibin,
gaçma deyin çokmu verdi akili.
bu dörtlükte belki de kızgınlığını anlatıyordu, Zeynepoğlu Mustafa EDEER.
Yüce rabbim Mekanını cennet eylesin,Yattığı yer nûr olsun.
Bizlere çok hakkı geçmiştir,alın teri ile yoğurduğu,sıcağın karşısında pişirdiği o yumurtalı pidesinin tadını hiç bir zaman unutmam,unutulması mümkün değil
Rahmetli için yazdığım şirimi sizlerle paylaşıyorum.
ESKİ GÜNLER HAYÂL İLE DÜŞ OLDU
Sanki yangın yeri bir bir çöküyor,
Hatırası gözlerimde yaş oldu.
Gönül hüzünlendi hasret çekiyor,
Eski günler hayâl ile düş oldu.
Yetmişli yılların başında gördüm,
Zeyneboğlu derler fırını sordum.
Bolvadin yolunun üstünde buldum,
Eski günler hayâl ile düş oldu.
Yumurtalı pidesini unutmam,
Güvecin tadını yabana atmam.
Dünyanın malını verseler satmam,
Eski günler hayâl ile düş oldu.
Erken gelir fırınını yakardı,
Arada bir ateşine bakardı.
Hamur teknesinden yumak dökerdi,
Eski günler hayâl ile düş oldu.
Güveçleri sırasıyla dizerdi,
Üzerini tebeşirle yazardı.
Sırayı bozana çabuk kızardı,
Eski günler hayâl ile düş oldu.
Süleyman sırrı
Güveçleri sırasıyla dizerdi,
Üzerini tebeşirle yazardı.
Sırayı bozana çabuk kızardı,
Eski günler hayâl ile düş oldu.
Süleyman sırrı