Bir virüsün dünyayı hesaba çektiği günleri yaşıyoruz.
Ne hazindir ki yapacaklarımız, yapılacaklar birden yavaşlayıverdi.Ulaşım nerdeyse durdu. Üretim çok sınırlı… Arz talep dengesi bozuldu.
Şehirlerarası seyahat kısıtlı; ülkelerarası seyahatler çok özel izne bağlı. Ülkeler arası seyahatler daha da zorlaşacak. Vize uygulamalarında sağlık kurulu raporu, ilk şart olacak sanki. Korkarım bu hâl, şehirlerarası seyahatlere de gelecek sanki.
Dünyada büyük güçler, iktidar mücadelesinde.Ülkeler arasında yeni yeni rekabetler yaşanacağa benziyor.Bazı mesleklerin daha da öne çıkacağını şimdiden görür gibiyiz.
Corono virüs öncesi/sonrası diye bir tarih var artık hepimizin önünde. Kimilerine göre de o tarih, milat…Hayat standardımızda bu milada bağlı değişiklikler olacak elbette.
Özetle ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.’. Evet, böyle diyoruz demesine de nasıl olacağına dair henüz bir ipucu da şimdilik yok maalesef.
Milat öncesi mi ‘normal’, milat sonrası yaşadıklarımız mı normal diye epey bir tartışılacağa benziyor şimdiden. Konu ile ilgili herkes bir şeyler söylüyor. Bunları dileyen kabul ediyor dileyen de ret.
Bu hâlimizden mart 2020 itibarıyla önceki normale dönüş için söyleyeceğimiz/söyleyeceğiniz en uygun tarihte diyelim eylül 2020’de hiçbir şey, şimdiki gibi olmayacak elbette.
Kriz hepimize geldi/geliyor. Hepimizi gücümüz oranında vuracak.
Şimdilik pek fark edilemeyen bu felaketin şiddetinin kimi ne kadar sarsacağını/sarstığını zaman gösterecek. Bu hâl, kişi için de toplum için de ülkeler için de böyle.
İşçi, memur kavramları da şimdiki gibi olmayacağa benziyor. Mevcut işini kaybetmeyen az kişi kalacak gibime geliyor maalesef.İşveren de kimi işten çıkaracağı kiminle çalışacağı derdiyle şaşkınlığa düşecek belki.İşçi binbir dertte. Mevcut şartlarla işe gitse bir dert gitmese ayrı bir dert.
En erken zamanda üniversiteyi bitirmeyi bekleyen gencin durumu n’olacak? Bin bir zahmetle girdiği üniversitesini daha tanıyamayan üniversitelinin hâli n’olacak?
Söz, nişan, düğün, evlilik hayalleri suya mı düştü gençlerin?
Fakirleştikçe fakirleşen insanımızın biriktirdiği ‘kefen parası’ artan cenaze giderleriyle çok komik mi kalacak ki.
Evet, evet. Hepimizin hemen her konuda bir fikri var(dı). Bu, daha da artıyor şimdi. Bakış açılarımız yeniden şekilleniyor. Sağlık alışkanlıklarımız değişiyor. Olumlu değişmeler elbette var ama maalesef kendimize, çevremize güven kaybı arttıkça artıyor.
N’oldu, nasıl oldu bilemedik. Uyku gaflet bastı çoğumuzu, göremedik birbirimizi. Gözümüzün ucuyla gördüklerimizi kalbimizle göremedik hiç. Derken olan oldu; böyle oluverdik işte.
Bazen kırgınlığımız öfkeye, kızgınlığa döndü. Bazen de gevşedikçe gevşedik.Üstümüze üstümüze geldi bazen her şey. Dayanamadık. Yıldık; bazen çekilmez oldu hayat; yıldıkça yıldık.
Veremedik. Veremedikçe unuttuk vermeyi. Verdiğimiz ‘tanede yedi başak, her başakta yüz tane’ olacaktı’, dönecekti bize bilebilseydik eğer. Vermedik, bilemedik; bilemedikçe de hoyratlaştık.
Etrafımıza baktığımızda başı şeylerin boş olduğunu anladık da iş işten geçti.
Bunların çoğunu biliyorduk zaten.Adamlar, adamlık bugünler için geçerliydi zaten.
Kör, sağır, dilsiz olmuşuz niyeyse.Şimdi de akıllanamazsak işimiz, bir daha çok çok zor olur gibime geliyor niyeyse.
İnsanlığı da yanına alıp insan, yok olup gidecek sessizce gibime geliyor niyeyse.
Evet, evet; bu işler olacak. Fazla duygusallaşmamak gerek yine de. Akıl gerek, iz’an gerek ama mutlaka bilim gerek.
Akıldan, iz’andan, ilimden uzaklaşıldıkça oldu bunlar. Oldu, yavaş yavaş oldu bütün bunlar.Haz ve hız sarhoşu etti yalan dünya bizi.Riyanın adı sosyallik oldu. Oldu olmasına da bir türlü sosyalleşemedik niyeyse.Kalabalıklarda yalnız yaşadık hep.
Basiretimiz bağlanmış niyeyse. Yabancılaşmışız birbirimize iyiden iyiye niyeyse. Virüs bahanesiyle de iyice uzaklaşıvereceğiz gibime geliyor içten içe niyeyse.
Evet, dünya hâli bu. Saklasak da açıklasak da değişmezler var. Bir süre daha izole yaşayacağız özetle.
Şaşkınlıklarımız, yorgunluklarımız, bıkkınlıklarımız …olacak. Aklımız şaşacak, kalbimiz körelecek biraz da. Ama atlatacağız hayırlısıyla.
Hazırlıklı olalım. Tehlike gerçek ama tedbir önemli… Yaşayacak çok şey var daha; görecekgünler, edilecek çok laflar var daha.
Evet, virüsle yaşayacağız. Her felaketin bir çıkış yolu ürettiğini biliyoruz. Krizlerden fırsat çıkarma yollarını daha çok ve daha çabuk öğrenme gayretinde olacağız.
İnsan hayatları, bütün dünyada mum gibi sönüyor hastanelerde.
Virüs sebebiyle hasta yataklarında şifa bekleyenlerin Allah yardımcısı olsun.
Bu yüzen ölenlere rahmet diliyorum. Sağlık çalışanları başta olmak üzere bu belâyı def etmeye çalışanlara güç kuvvet versin Cenab-ı Allah.
Son durum bu…
İstesek de istemesek de Virüsle yaşamayı öğreneceğiz kısaca.
Virüsle Yaşamak
Bir virüsün dünyayı hesaba çektiği günleri yaşıyoruz. Ne hazindir ki yapacaklarımız, yapılacaklar birden yavaşlayıverdi.Ulaşım nerdeyse durdu. Üretim çok sınırlı…