26 Mart 1932 tarihinde Ankara’da doğdu.
Babası Eskişehir’in Mıhalıççık ilçesinin Sazak köyünden Emin Sazak Bey, annesi Kayı köyünden Ayşe Hanım’dır. 1973 kongresinde MHP Genel Başkan Yardımcısı oldu. 21 Temmuz 1977’de Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi tarafından kurulan üçlü koalisyon hükümetinde parlamento dışından Gümrük ve Tekel Bakanı oldu. Türk tarihine kaçakçılığa karşı en şiddetli mücadelenin yürütüldüğü bir dönem olarak mührünü vurmuştur. 27 Mayıs 1980 tarihinde teröristler tarafından şehit edildi.
En aziz ülküdaşı ve en yakın arkadaşı Gün Sazak’ın şehadet haberini işitir işitmez göz yaşlarını tutamayan Başbuğ Alparslan Türkeş hiçbir yüreğin tahammül edemeyeceği bir soğukkanlılıkla: “Evet, ‘Mavi Gömlekli Şeytan’, sen de, senin kızıl manyakların da, dayandığın kızıl imparatorluk da Allah’ın izni ile kahrolup gideceksiniz. Biz, meşru zeminlerde ve sabırla devletimizin, size gereken cevabı vermesini ümit edecek ve Allah’ın ‘Kahhar’ sıfatı ile tecelli etmesini bekleyeceğiz. Şehidimize Allah’tan rahmet, Milliyetçi ve Ülkücü camiaya başsağlığı dilerim.” diyordu.
16 Ocak 2013’te Milli İstihbarat Teşkilatı, 12 Eylül davasını gören mahkemeye gönderdiği üç sayfalık bilgi notunda, 27 Mayıs 1980’de Gün Sazak’ın nasıl öldürüldüğünü ayrıntılarıyla anlattı… MİT, 12 Eylül davasını gören Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Gün Sazak’ın 27 Mayıs 1980’de öldürülmesine ilişkin yazısına yanıt verdi. MİT, Gümrük ve Tekel eski Bakanı ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak cinayeti konusundaki 3 sayfalık bilgi notunu mahkemeye gönderdi.
MİT’in bilgi notunda Gün Sazak’ın öldürülmesiyle ilgili olarak yakalananların ifadelerinin tetkiki neticesi, eylemin yapılmasını dönemin Dev-Sol Ankara Sorumlusu Mehmet Edip Eranıl’ın gündeme getirdiği ve Dev-Sol lideri Dursun Karataş’a iletildiği bildirilerek, şunlar kaydedildi: ”Karataş’ın 25 Ekim 1980’de ’Öneriyi uygun bulduğu ve detaylı istihbarat yapılması talimatı verdiği’ hususlarının öğrenildiği, eylemden üç ay sonra ilk olarak Zafer Özcan isimli örgüt mensubunun yakalandığı, anılanın ifadeleri neticesinde eyleme iştirak eden Dev-Sol Ankara kadrolarının ileri gelenlerinden Levent Babacan’ın da yakalandığı, ifadelerinde bu eylem ile ilgili istihbaratın Dev-Sol’un Ankara yapılanmasından Cengiz Gül tarafından yapıldığı (tespit edilmiştir.)”
Bilgi notunda, eylemden bir gün önce Eranıl, Gül ve ‘Sarı Levent’ lakaplı Levent Babacan’ın Çankaya Çay Bahçesi’nde bir araya geldikleri ve eyleme Babacan’ın da katılmasının teklif edildiği aktarılarak, Gül ile çocukluk arkadaşı olan Babacan’ın teklifi kabul ettiği belirtildi.
Babacan’ın ifadesine göre, 27 Mayıs 1980’de saat 19.00 sularında, Gül, Babacan, Eranıl ve Özcan’ın, Gün Sazak’ın ikameti çevresinde beklemeye başladıkları, Sazak’ın 01.00 sularında Mercedes marka aracından inince Gül tarafından vurularak öldürüldüğü, olay yerinden önce yaya, bilahare taksilerle kaçtıkları anlatılan notta, şöyle denildi: ”Eylemde Gül’ün kullandığı silahın ve Babacan’da bulunan silahın Dev-Sol mensubu Cem Öz’e iletildiği, eylemin Dev-Sol tarafından üstlenildiği bilgisinin basın organlarını telefonla arayan Z. Özcan tarafından bildirildiği, eylemden üç gün sonra Gül ve Özcan’ın otobüsle İzmit’e gittikleri, Gül’ün sorunsuzca İstanbul’a gittiği bilgisini Eranıl’a bildirmek için Özcan’ın Ankara’ya döndüğü, Babacan’ın ise eylemden 15 gün sonra Eranıl ile temasa geçmek için 12 Eylül öncesi CHP milletvekili Ahmet Altun’un kardeşi Cemal Kemal Altun ile irtibata geçtiği, ilk olarak Eranıl’ın yardımcısı Hacı Eliaçık ile telefonda görüştüğü, anılan kanalıyla Eranıl ile bir araya geldikleri, bu görüşmenin ardından Babacan ve Öz’ün İstanbul’a geçtikleri, İstanbul’da Gül ve Özcan ile görüştükleri, 12 Eylül ihtilalinden sonra Gün Sazak cinayeti nedeniyle aranılan Eranıl, Eliaçık, Gül ve Altun’un illegal yollardan yurt dışına kaçtıkları hususları tespit edilmiştir. Söz konusu şahıslar hakkında devam eden istihbari çalışmalar kapsamında Eranıl’ın 2008 itibarıyla Almanya Duisburg’da ikamet ettiği ve ’Ay Cafe’ isimli işyerini işlettiği bildirilerek, Eranıl’ın Türkiye’den kaçınca Alman ve Fransa istihbarat servisleriyle bilgi paylaşımında bulunulduğu ifade edildi.
Cemal Kemal Altun’un eski Başbakan Nihat Erim’in öldürülmesi dolayısıyla Mart 1983’te Almanya’da yakalandığı, iade işleminin gündeme geldiği, siyasi iltica talebinin reddedildiği, Batı Berlin’de güvenlik güçlerinin sorgusundayken pencereden atlayarak intihar ettiği aktarılan notta, Gül’ün de ilk olarak Yunanistan’a, bilahare Frankfurt’a kaçtığı, bu hususta Alman servisine bilgi verildiği anlatıldı.
Merhum Alparslan Türkeş’in ‘tabutluk’lardan başlattığı bu hareketin temsilcileri olan; Osmaniyeli ilk Şehit Ruhi Kılıçkıran, Merhum Şehit Bakan Gün Sazak ve son Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun da içinde bulunduğu; 1 bakan, 2 belediye başkanı, 15 il başkanı, 42 ilçe başkanı ve 5 bine yakın Şehitler Kervanı dünyalık mevkileri gözetmeksizin en yüce makam olan Şehadet mertebesine erişerek ‘tabut’ içine girmişlerdir.
Kabirleri nur, mekanları Cennet olsun. Unutmayacağız, unutturmayacağız!..
Dr. Kayıhan ÇAĞLAR – Genel Cerrahi Uzmanı