Cuma, Kasım 8, 2024

Bir Kesit

Bir zamanların güçlü Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı öncesinde, hala bağımsız bir devlet sayılmakla birlikte, güçlü devletlerin yarı sömürgesi haline gelmiştir.
Sömürgeleştirmenin en önemli yolları olan borçlanmalar, ayrıcalıklar, bankalar, eşit koşullarda olmayan dış ticaret ve kapitülasyon sistemidir. Demiryolları, deniz taşımacılığı, ulaşım araçları, kredi ve banka kuruluşları, sanayi, belediye ve ticaret işletmeleri yabancı sermayenin elindedir.

Birinci Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı İmparatorluğu’na yatırılan sermaye toplam olarak 80 milyon altın liraya ulaşmıştır. Bunun % 25,9’u Fransa’ nın, % 16,9’u İngiltere’nin ve % 5,5’i Almanya’ nın, % 11,7’si ise diğer ülkelerin payına düşmektedir. Osmanlı Maliyesi ekonomik yönden büyük devletlerin denetimi altındadır.
Fransız-İngiliz sermayesiyle kurulmuş Osmanlı Devlet Bankası, kağıt para basma tekelini elinde bulundurmakta, gelir-gider işlemlerini denetlemekte, ülkenin iç ve dış ticaretini finanse etmektedir.
1914 yılı başlarında Osmanlı Devleti’nin borcu (belediye borçlanmaları sayılmazsa) 160 altın milyon liraya ulaşmıştır. Başlıca, alacaklılar Fransa, İngiltere ve Almanya’dır. Bu borçların % 62,9’u Fransa’ya; % 22,3’ü İngiltere’ye; % 13’üyse Almanya’ya dır.

Bu durumdan faydalanan İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin İmparatorluğu açıkça parçalamaya çalıştıkları bir sırada, Almanya onun koruyucusu ve Sultanlık İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğünün savunucusu olarak ortaya çıkar. Aslında bu, Almanya’nın bütün Osmanlı İmparatorluğu’nu kendi sömürgesi yapmak isteğinin bir ifadesidir. (A.M.Şamsutdinov. Türkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı Tarihi)

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments