Cümlede fazla olan kelime, anlatım kusurudur. Olması gereken kelimenin cümlede olmaması da anlatım kusurudur. Cümlede kelimenin sıralanışı, anlatımın güzelliğinin ifadesidir.
Yazarken, konuşurken kelimeyi cümlede istediğimiz yere değil onun istediği yere koymak durumundayız. Aksi olursa kavram kargaşası olur. Bunun sonu da anlaşamama, kargaşa, kaos …
Her kelimenin dilde bir sihri var. Bu sihri, bu gücü iyi kullanmak durumundayız.
Hiç sevmediğimiz, elimizden gelse hiç kullanmayacağımız; ama bazen de cankurtaran simidimiz olan ‘yok’; kelimesinin de ayrı bir tılsımı var.
‘Var’ın karşıtı yok, ‘Bulunmayan, mevcut olmayan (şey, nesne, kimse)’ demek kısaca.‘Mevcut olmama, bulunmama’, ‘yokluk, adem’, ‘yasak’, ‘hayır’ anlamları da var.
Erzurumlu Emrah(19.YY Halk Şairi)’ın ‘Sabahtan uğradım ben bir fidana / Dedim mahmur musun dedi ki yok yok / Ak elleri boğum boğum kınalı / Dedim bayram mıdır dedi ki yok yok …’ adlı meşhur türküsünü çoğumuz biliriz.
Var ve yoku çok hoş anlatır bence bu türkü.
Varı yokla yoku varla anlatıyoruz.
Enteresandır var ve yok birleşince hayatın varı yoğu dökülüyor ortaya.
…
Belli şeyleri yok biliyoruz. Belli şeyleri isteyerek ya da istemeyerek yok ediyoruz. Bilerek ya da bilmeden yok oluyor çevremizdeki çok şey. Belli dönemlerde hemen yok olmasını istediğimiz o kadar çok şey de var ki. Boşu boşuna, gereksiz yere, gereği yokken, hiçbir sebep bulunmadığı hâlde yok yere kafamıza taktıklarımızın da haddi hesabı yok.
…
Hiçbir sebep yokken, sebepsiz, durup dururken yoktan işleri kendimize dert ettiklerimiz yok mu?
Vara yoğa inanıp varımızı yoğumuz heba ettiğimiz hâllerimiz yok mu?
Hele şöyle bir şaşırıp kalmalarımız; şaşırdıkça şaşırdıklarımız yok mu?
…
Her şey geçiyor. Kimin neyin yokluğuna alışmadık ki. Yokluklarla terbiye oluyoruz.
…
Birimiz olmayınca biz de yokuz. Yaşı başı yok bu işin. Hepimiz bir olacağız, birlik olacağız. Hayatın tekrarı yok. Birbirimize sahip çıkacağız. Yoklukları yok etme yolunda destek olacağız birbirimize. Başka yol yok gibime geliyor. Tedbir var; telaş yok.
…
Değeri yok, kıymeti yok, söyleyecek sözü yok, şevk yok heyecan yok, ölmüş de ağlayanı yok ama lafının yuları yok.
İdeal yok, hayal yok, derinlik yok, iddiası yok, tedbiri yok, sabır yok, aslında kendimin gereği yok ama söyleyeceği sözüne engel yok.
Hâli yok, takati yok, mecali yok, ölçüsü yok, imkânı ve fırsatı yok ama atıp tutmada sınır yok.
Elinde bir reçetesi yok ama çözüm işlerinde güya dur durak yok.
Kendinden haberi yok. Kendine hayrı yok, kendinde hayır yok.
Atış serbest; dönüşü yok. Sözünün sonu yok; üstüne vardın mı bahanenin sonu yok.
Yakın uzak yok onda. Yolun sonu var ya da yok; bunun bir önemi yok.
Kaygı yok endişe yok. İşler yolunda güya. Verimli bir sonucu duyan yok gören yok.
Sorarsan çözümün haddi hududu yok ama görünür bir çare yok.
Zor kolay hiçbir soruya cevap yok. Her şey kolay ona göre hiçbir şeye güçlük yok
…
Bulduk bilemedik şimdi bildik ama bulamıyoruz çok şeyi değil mi?
Adam yokluğu her şeyin yokluğu yanımızda kimse yok değil mi?
Yok ile mücadelemiz oldu değil mi?
Evet, şimdi bazı şeyler var ama yok değil mi?
…
Evet, evet her bir ayrı bir hayat dersi olan atasözlerimizdeki gibi işte:
Oldu ile öldüye çare yok. / Eğride tok, doğruda aç yoktur. / Ereğin yoksa gereğin de yok. / Gözlüye gizli yoktur. / Akıl var, her şey var; akıl yok, hiçbir şey yok. / Aşağıda oturmazsan, yukarıda yerin yoktur. / Söylenmedik söz yok İşitmedik söz çok.
Yok Üzerine Çeşitleme
Zihindeki tasavvurun karşılığı, kelimelerdir.Kelimeler, dilin yapı taşlarıdır.Düşüncelerin belli bölümü dil ile anlatılır. Dildeki cümle yapısı, kelimenin yerini belirler.