Karantina sürecinde büyük bir çoğunluk mutfak ile ilgili yeteneklerini keşfetti. Daha önce elini hamura değdirmemiş insanlar ekmek yapmaya, tarifler paylaşmaya başladı. Sosyal medya hesaplarımız dışarıda yediğimiz yemekleri evde de yapılabilir hale getiren tariflerle doldu. Bunlar karantinanın başlarda getirdiği mutluluklardı peki ya bu mutlulukların getirdiği kilolar ?
“Metabolizmam yavaşladı herhalde, eskisi gibi kilo veremiyorum.” Bu cümleyi muhakkak birilerinden duymuşsunuzdur.
Nedir bu metabolizma?
Metobolizma kısaca vücuttaki anabolik (yapım) ve katabolik (yıkım) olayların bütünüdür. Metabolizma hızımız ne kadar yüksek olursa vücudumuzda gerçekleşen yapım ve yıkım olayları hızlı gerçekleşiyor, aldığımız kaloriler yakılarak enerjiye dönüşüyor demektir. Metabolizmamız yavaşladığında ise tam tersi, yapım ve yıkım olayları yavaşlayarak aldığımız kaloriler yeterli düzeyde enerjiye çevrilemiyor böylece aldığımız kaloriler kiloya dönüşüyor demektir.
Özetle aldığınız kalorileri yakacak kadar enerji harcarsanız kilo verebilirsiniz ancak aldığınız kalori harcadığınız enerjiden fazla ise kilo alabilirsiniz.
İşte pandemi sürecinde de tam da böyle oldu. Hareketimiz azaldı, mutfakta geçirdiğimiz fazla zamanlar bize fazla kilolarla geri döndü fakat pandemi bitmedi. Bilim kurulu hala mümkün olduğunca evde kalmamız konusunda uyarıyor.
Pandemide metabolizma hızı nasıl artırılır?
Nasıl kilo verilir?
Kilo alıp vermeyi öncelikle sağlık açısından değerlendirmeliyiz.
Bilinçsiz, kulaktan dolma bilgilerle yapılan diyetlerle sadece fazla kilolarınızı değil, sağlığınızdan da çok şeyi kaybedebilirsiniz.
Bu süreçte kilo verirken dikkat edilmesi gereken en önemli şey, vücut direncimizi düşürmemek.
Uyku ve Beslenme saatlerinizi düzenleyin: Düzensiz uyku ve düzensiz beslenme bağışıklık sistemimizi yavaşlatan etkenlerdendir. Her vücudunun kendine özgü sirkadiyen ritm dediğimiz biyolojik saati vardır. Bu biyolojik dengeyi bozmamak ve bağışıklığınızı güçlendirmek adına uyku düzeninize ve beslenme saatlerinize dikkat edin.
Hareketinizi pandemiye uyarlayın: Ev egzersizleri, sabah erken saatlerde veya akşam saatlerinde açık hava yürüyüşleri yapabilirsiniz. Böylece hem kalabalığa maruz kalmamış hem de günlük hareketinizi artırmış olursunuz
Su tüketiminizi artırın: Su, yaşamsal fonksiyonlarımızın devamlılığı için gerekli olan en temel besindir. Su tüketimini artırmanız bağışıklık isteminizi güçlendirmek için oldukça önemli bir adımdır. Günlük en az 2-2,5 litre(10-12 su bardağı) su tüketmeye özen gösteriniz
Sebze ve meyve tüketiminizi artırın: Sebze ve meyve tüketimi bağışıklık sistemimizi destekleyen önemli bir unsur. Her gün en az 5-6 porsiyon meyve ve sebzeye beslenme düzeninizde yer vermeye özen gösterin.
Tabaktan beslenin: Yemeğin başından sofranızda her ne varsa yiyeceğiniz kadarını tabağınıza alın. Böylece ne kadar yiyeceğinizi en başından belirlemiş olacaksınız ve yemeğin sonunda ne kadar yediğinizi bileceksiniz
Tabağınızda farklı renkli besinlere yer verin: Yediğimiz besinler ne kadar renkli olursa aldığımız vitamin çeşitliliği ve antioksidan miktarı da bir o kadar fazla olur.
Her şeyden önemlisi kendinizi koruyun, stresten uzak durun ve sağlığınıza dikkat edin.
Diyetisyen Şükriye ERAL
Tel: 0553 463 09 63
Mail:diyetisyensukriyeeral@gmail.com