Korona virüsten Korunmak İçin Buzdolabınızı Gözden Geçirin

Bundan asırlar önce “Ne yersek O’yuz “ demiş Hipokrat. Ne kadar doğru bir söz olduğunu yapılan bilimsel araştırmalarla her geçen gün bir kez daha anlıyoruz.

0
374

Ne yediğimiz, nasıl yediğimiz, neyi ne ile birlikte yediğimiz çok önemli.
Doğru besinleri, doğru saklama ve doğru pişirme yöntemleri ile tüketmemiz gerekiyor.
Aylardır hayatımızda olan korona virüsü ile yaşamaya kısmen alıştık diyebiliriz. Bu salgın hastalık bize şüphesiz hijyen, sosyal mesafe ve izolasyon eğitimi veriyor. Salgının gerektirdiği kurallara uyulmadığında ise maalesef her geçen gün canımız yanmaya devam ediyor.

Bu süreçte olabildiğince katkısız, doğal, temiz içerikli sağlıklı besinleri tüketmeliyiz.

Aldığımız besinleri muhafaza ettiğimiz buzdolabımızın temizliği her zaman olduğu gibi bu pandemi sürecinde daha da önemli.
Buzdolabımızı temizlerken kimyasal ürünler yerine sirke, karbonat limon gibi doğal ürünler kullanmalıyız çünkü kullandığımız her bir kimyasal hava yoluyla buzdolabındaki besinlerimize nüfuz etmekte ve biz farkında olmadan bu kimyasalları besinlerle birlikte bedenimize almaktayız.
Buzdolaplarımızdaki bir diğer tehlike ise bozulmuş, çürümüş veya çürümeye yüz tutmuş besinler, özellikle sebze ve meyveler. Bozulan besinlerden çıkan toksik gazlar buzdolabımızdaki diğer besinleri de çürütebilir. Bu nedenle yiyeceğimiz kadar besin satın almalı, pazar alışverişimizi her hafta taze ürünleri tercih ederek yapmalıyız. Her besin grubunu kedine özgü saklama yöntemlerine uyarak bozulmadan daha uzun süre muhafaza edebilir ve böylece sürdürülebilir yaşam için bireysel israfı önleyebiliriz

Haydi birlikte buzdolabımızı gözden geçirelim!

Buzdolabımızın analizi bize beslenmeniz konusunda en doğru ipuçlarını veriyor. Danışanlarımın kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerinden ara öğünlerine kadar detaylı bilgi sahibi olduğum bir nokta buzdolabı analizi.
Buzdolabınızda vücut direncinizi yükseltecek besinlere yer verin!
Kahvaltı günün en önemli öğünü, güne nasıl başladığınız gün boyu enerjinizi yüksek tutmanız için çok önemli.(Kahvaltı alışkanlığı olmayan bireylerin zorla kahvaltı yapması gibi bir durum tabii ki söz konusu değil fakat gün içerisindeki besin alım miktarları bu durum göze alınarak planlanmalı).Bu nedenle özellikle protein içeriği yüksek yumurta, peynir, süt , kefir ve ev yapımı yoğurdunuzu dolabınızdan eksik etmeyin.(Sağlık durumunuza göre tükettim şekliniz ve sıklığınız değişebilir.)
Taze ve mevsiminde sebze- meyvelere yer verin. Mevsiminde tüketilen besinlerin besin içerikleri ve antioksidan özellikleri daha fazladır, aynı zamanda kolay ulaşılabilir ve daha ekonomiktir.

Su tüketiminizi artırın.

Günlük en az 2-2,5 litre (10-12 su bardağı) su içmeye özen gösterin.
Soğan, sarımsak, kereviz, pırasa gibi doğal prebiyotiklerden; kefir, yoğurt gibi doğal probiyotiklerden; zerdeçal, zencefil, tarçın, karanfil, çörek otu, karabiber, kırmızı biber nane, kekik, kimyon, kişniş gibi vücut direncinizi artırmaya yardımcı olacak baharatlardan faydalanabilirsiniz.(Hamile ve hipertansiyon gibi kronik hastalıkları olan bireylerin doktorlarına danışmadan herhangi bir besini doğrudan tüketmemeleri önemlidir.)

Diyetisyen Şükriye ERAL
İletişim Bilgileri
Tel: 0553 463 09 63
Mail:diyetisyensukriyeeral@gmail.com

 
Emirdag.NET.TRÜ 6.902 üye Gruba Katıl