Kimileri için sadece sabahın ilk öğünü iken kimileri için tüm aileyi bir araya getiren pazar günlerinin vazgeçilmezidir kahvaltı.
Farklı kültürlere göre farklı yorumlar yapılabilir belki ama Türk mutfak kültürü için çok çeşitli ve çok köklü bir geçmişe sahip. Önceleri sabah kahvesinden önce açlığı bastırmak için yapılan bir öğün olmasından ötürü “kahve altı “diye anılırken günümüze kahvaltı olarak değişerek yerleşmiştir.
Osmanlı’ da önceleri akşamdan kalan yemeklerin tüketilmesine dayanan bu kültür, günümüzde bildiğimiz kahvaltı öğünü şekline dönüşmüştür. Günümüzde her geçen gün değişen hayat şartları ve gelişen sosyal medya, hayatımızı her yönden etkilediği gibi kahvaltı alışkanlıklarımızı da etkilemekte. Örneğin her ne kadar “Geleneksel Türk Kahvaltısı” dediğimiz peynir, zeytin, domates, salatalık, menemen, … gibi besinlerden oluşan serpme kahvaltının vazgeçemeyeni çok olsa da “Kahvaltı Kasesi” , günümüz popüler (!) kültüründeki adıyla “Breakfast Bowl”, gerek hazırlaması gerek tüketiminin daha kolay olmasıyla zamandan tasarruf ettirdiğinden oldukça tercih edilmeye başladı.
Peki, özellikle bu yıl çok konuşulan, “Kahvaltı yasaklansın” bile denilen kahvaltının vücudumuza ne gibi etkileri var? Kahvaltısız olur mu?
Önce kahvaltıya dair yapılan en güncel araştırmalara bakalım, sonra değerlendirelim.
Öğrenciler ve okul başarıları hakkında yapılan araştırmalara göre güne kahvaltı yaparak başlayan öğrencilerin kahvaltı yapmadan okula giden öğrencilere göre derslerdeki konsantrasyon süreleri daha uzun olmakta ve derslerindeki başarılarında belirli oranda artış gözlenmektedir.
Yapılan diğer araştırmalar da şunları gösteriyor.
-Güne kahvaltı yaparak başlayanların kahvaltı yapmayanlara göre gün içerisindeki fiziksel aktiviteleri daha yüksek gözlemlenmiş, özellikle güne kahvaltı yaparak başlayan sporcuların kahvaltı yapmayan sporculara göre gün içerisindeki fiziksel aktiviteleri daha yüksek ve dayanıklılık egzersiz performansları daha yüksek bulunmuştur.
-Kahvaltı günlük öğün modelinden çıkarıldığında elbette ki günlük alınan enerji miktarında azalma gözlemlenebilmektedir fakat genellikle kahvaltı yapmayan bireyler, öğle ve akşam öğünlerinde daha fazla besin tüketerek kahvaltıdaki açığı kapatmaktadırlar. Ancak bilinenin aksine “Kahvaltı öğününü atlamak kilo aldırıyor.” diyebilmemiz için daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir.
Yapılan araştırmaların sonucunda varılan ortak nokta ise diyabetli bireyleri yakından ilgilendiriyor.
Kahvaltı yapan diyabetli bireylerin kahvaltı yapmayan diyabetli bireylere göre insülin duyarlılıkları daha fazla gözlemlenmekte ve gün içerisindeki kan glukoz (kan şekeri) seviyesi daha az dalgalanma göstermektedir.
Özetle şunları söyleyebilirim ki diyabet gibi öğün sıklığı ve içeriğinin çok önemli olduğu hastalıklarda kahvaltı büyük önem taşımaktayken sağlıklı bireylerde bireyin tercihine bırakılabilir. Hayatı boyunca kahvaltı yapmamış birine zorla “Kahvaltı yapacaksın “demek balığa” Yürüyeceksin “ demek gibi bir şey olur (birey sağlıklı ise).
Önemli bir diğer konu ise kahvaltıyı hangi besinlerle yaptığımız. İster geleneksel Türk kahvaltısını seçin ister kahvaltı kâselerini. Önemli olan sizin sağlığınıza (hastalıklarınıza)uygun, temiz içerikli ve dengeli besinler tüketmeniz.
Sadece pratik olsun diye etiketini okumadan aldığınız paketli ürünleri tüketirken sağlığınızı da pratik bir şekilde kaybediyor olabilirsiniz. Bu nedenle paketli ürün almadan önce mutlaka etiketlerini okuyun.
Kahvaltı da diğer beslenme unsurları gibi bireyin parmak izi kadar özeldir. Kahvaltıya dair tavsiyede bulunmak için bireyin bütünsel sağlığına odaklanmak, varsa hastalıklarını göz önünde bulundurarak tavsiyeler vermek gerekir.
Diyetisyen Şükriye ERAL
İletişim Bilgileri
Tel: 0553 463 09 63
Mail:diyetisyensukriyeeral@gmail.com