Bakma daha ilkel durduğuna sen, ruhu vardır kelimelerin.
“Karı-koca” “eş”ten daha çok şey anlatır.
Hatta belki bize unutulmuş bir şeyi söyler.
Ayakkabının, terliğin, çorabın, arabaya koşulan Atların eşi olur.
İnsanın Eşi olmaz.
Belki bir ömür eşlik ediyor diye, Sevgiliye Eş deniyor olabilir…
Oysa Koca denmeli..
Çünkü Koca, Bilge demektir.
Koca demek Dağ demektir.
Dağ ne kadar Yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksik demektir.
Dağların Yücesine kar yağar diye, Kadın’da KAR gibi, Pak ve masum, örtmeli bir ömür boyu, süsü olmalı o, Yüce Dağın..
Yani Bir Erkek, bir hanıma, evlenme isteğini ilettiğinde, ona;
Ben koca bir Dağım, sen de Karım ol,..diyerek, ona Baş Tacım ol demek istiyor ne güzel değil mi?
Kedilerin eşi olur, terliklerin de..
İnsanın eşi olmaz.
Bir ömür eşlik ediyor diye mi sevgiliye eş denir?
Eşlik etmek yeter mi?
Fazlasını beklemez mi insan yârinden?
Kelimeleri yitirmeseydik anlardık belki, evlenecek erkeğe eskilerin neden ”koca” dediklerini.
Çünkü “koca” bilge demektir, yüce demektir.
Koca demek, dağ demektir. Ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir
Dağların yücesine kar yağar diye kadına da “kocanın karı” demişler. Bakma şimdi evlenenlerin “karı-koca” ilan edildiğine.
“Koca ve onun karı” olmalıdır aslında.
Yani yüce bir dağ olmalı adam. Kar gibi pak ve masum olmalı kadın. Örtmeli ve bir ömür, süsü olmalı dağın.
Çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun, yarım görünür..
Eşim olma, karım ol!
Bana benzemeye çalışma sakın.
Bana benden lazım değil bir tane daha.
Ama unutma ki sensiz yarımım.
Her zaman söylemem, ama sen anla.
Eşim olma, karım ol!
Beni tamamla?