Bayram Bey’in Ağıdı Ve Hikayesi

Yıl 1947, Emirdağ Göğüs Yaylası. 9 yaşındayım. Babam Çeğilli Pınarı’ndan Göğüs Yayla’ya gelirken, Gölcük Yaylası’na doğru bir doru atlı gidiyodu. Babam "Hey! Ne gezersin burada?" diye seslendi. Adam bize yaklaştı. Babamı tanıyan biri, Babama "Adil Ağa, Bayram Bey'i bıçakladılar, öldü. Gölcük Yaylasına haber vermeye gediyom." dedi. Babam bunun üzerine "Yazık olmuş. Allah rahmet eylesin." dedi. Atlı bizden ayrıldı. Gölcük’e doğru yürüdü.

0
430

Gölcük Yaylası’na Memiller konardı. Onlara haber vermeye gidiyodu. Yarım saat sonra dağları inleten ağıt sesleri gelmeye başladı. Ahali, Ağallı koyaktan atlı ile Çatallı’ya doğru inmeye başladılar. Çatallı’da acı haberi getiren atlının at arabası varmış, onunla Emirdağına gittiler. Ertesi gün Babam, “Hadi oğlum kısrağı tut gel, Emirdağına cenazeye gidelim” dedi.

Kısrak karşı sızakta yayılıyo. Bizden sonra kimseyi yanına yanaştırmaz. Yabancı biri tutmaya vardımı arkasını döner, çifteyi hazırlardı. Ben vardım yelesinden tuttum, üstüne atladım. Aleyçiğin yanına geldik. Babam eğeri vurdu. Taşa yanaştırdı. O eğere oturdu ben arkasına bindim. Emirdağına geldik. Memillerin evin önü mahşer yeri gibi kalabalık.
Cenaze evine geldiğimizde Bayram Bey’in hanımı Topak Kız (Almalı) ağıt ediyodu:

Beyime beyime Bayram beyime,
Kızım O da döndü Cerci Dayı’na,

Bayram bir gül idi Kazım budağı,
Soldum’ola gül Bayram’ın dudağı,
Şamda durur efendinin otağı.

Beyime beyime Bayram beyime,
Kızım O da döndü Cerci Dayı’na,

Kazımın balkonunda gazete okur,
Güziden büyüyünce kilim de dokur,
Kabristanlıkta bülbüller şakır,
Bayramı görürsem emrine şükür,

Beyime beyime Bayram beyime,
Kızım O da döndü Cerci Dayı’na,

İnmiş Gitmiş Karacören Düzüne,
Siğlim siğlim kanlar akmış Dizine,
Ben ne deyim şu Şerif’in kızına,
Bayramı sormadan Yağlı’yı sormuş,

Beyime beyime Bayram Beyime,
Kızım O da döndü Cerci Dayı’na,

Keşif geldi kapımıza dayandı,
Sarı saçlar Al kankara boyandı,
Bayram Bey de Altılıya güvendi,
Altılı bunu da elden almamış,

Beyime beyime Bayram beyime,
Kızım O da döndü Cerci Dayı’na,

Kınaman komşular ben oldum aşık,
Yanımda yatıyor Bayramsız (Babasız) beşik.

HİKAYESİ

Askeri okulun parkın olduğu yerde Gazino vardı. Sonradan kuran kursu oldu. Eskiden veterinere baytar denirdi. Baytarın oğlunun düğünü o gazinoda oluyo. Bir de düğün sahibi dansöz getirmiş. Memur olduğundan bütün memurları davet ediyo. Kara Kadir de (ağıtta geçen Yağlı) Belediye muhasibi. Düğünde Bayram Bey de var. Düğünün sonlarına doğru, Bayram Bey kalkıyo, dansözün sütyenine para sokuyo. Kara Kadir (Yağlı) “Senden sonra yok mu?” diyo, epey münakaşa oluyo. Birbirlerine ağır sözler sarfediyolar. Bayram Bey çok sinirleniyo, eve geliyo, altılı tabancasını alıp, şimdiki postanenin önüne doğru yürüyo. Düğün bitip herkes dağılmaya başlıyo. Bakıyo bi kalabalık yaklaşıyo. Onlara “İçinizde Kara Kadir varsa çıksın aranızdan.” diyor. Kara Kadir de karşısına çıkıp “Buyur. Ne yapacaksan yap. Buradayım.” diyo. Bayram Bey korkutmak için havaya birkaç el ateş ediyo. Kara Kadir’in (Yağlı) oğlu Talat da o kalabalığın içindeymiş. Birileri “Ne duruyosun? Bayram Bey Babanı vurdu.” diyolar. O zamanlar bütün gençlerin sol omzunda kınından bağlı yılan dilli kama bulunurdu. Talat bunu duyar duymaz bu kamayı kınından çıkarıp Bayram Bey’in arkasından saplıyo. Bayram Bey kanlar içinde yere yığılıyo. Kara Kadir “Oğlum sen ne yaptın? Ne halt işledin?” diye bağırıyo. Talat babasını sağ salim görünce afallıyo ama iş işten geçiyo. Bayram Bey oracıkta son nefesini veriyo.

Bu olayda asıl kusur kabahat Talat’ı “Bayram Bey babanı vurdu.” diye kışkırtanlarda. Aynı kişiler değişik ifadeler verip, suçsuz yere bazı insanların hapiste yatmasına sebep oldular. Örneğin; “Mehmet Çıldır Bayram Bey’in Elini tuttu, Kara Kadir de (Yağlı) arkasından bıçağı vurdu.” gibi yalan ifadeler. En düzgün doğru ifadeyi Kel Hasan paşa veriyo. Ne kadar iftiraya uğrayıp içeri atılan varsa hepsi bu ifadeden sonra tahliye oluyo. Kara Kadir ve Oğlu Talat iyi insanlardı. Allah şeytana birde iki ayaklı şeytana uydurmasın.

Kaynak: HALİS ERENOĞLU
Gönderen : Nur Rahşan ERENOĞLU