Hoş gelir uzaktan davulun sesi
Aldanıp her sese gitme ha evlat
Açlıktan versen de en son nefesi
Yetim hakkı yiyip yutma ha evlat
Çorak topraklardan ürün alınmaz
Dibi görünmeyen suya dalınmaz
Gönülsüz komşuya mihman olunmaz
Depelenti yerde bitme ha evlat
Ak akçe kara gün içindir derler
İçerden yıkılır en sağlam surlar
Ağızdan çıkınca ifşadır sırlar
Sözümü yabana atma ha evlat
Yüce dağ başının erimez karı
İyi belle evlat zararı kârı
Aç tavuk düşünde görürmüş darı
Gaflet uykusuna yatma ha evlat
Yen içinde kalır kırılan kollar
Gardaş gardaşını her daim kollar
Sebatla aşılır virajlı yollar
Zoru görünce pes etme ha evlat
Bel bağlama elden gelen öğüne
Haram bala değme sarıl soğana
Destursuz girilmez yadın bağına
Cahil ile aşık atma ha evlat
Kuzguna yavrusu şahin görünür
Arı dalda sinek milde barınır
Çamurun lekesi suyla arınır
Suya değ çamura batma ha evlat
Hamama girene terler demişler
İşleyen demire parlar demişler
Yavuz it ısırmaz hırlar demişler
Elin çöplüğünde ötme ha evlat
Şaşı kalkar bil ki kör ile yatan
Nice çakallar var vatanı satan
Elinde iblisin ipini tutan
Yezidin elini tutma ha evlat
Nurgül KAYNAR YÜCE/ K. MARAŞ