Kız çocuklarımızın okutulması gereğini ortaya koymak için, yüzlerce neden sıralanabilir.
Bu nedenlerin en başında da, “cehaletten” doğan faciaları ve acı sonuçları sıralayabiliriz.
Bir düşünün, bütün kötülüklerin en baş kaynağı cehalet değil midir? Başımıza ne geldiyse “cehaletten” gelmiştir. Cahil bırakılan insanlarımız, hem kendileri ezilmişler hem çevrelerindeki insanların ezilmelerine sebep olmuşlardır. Bu kadar haksızlıkların ve yolsuzlukların temelinde yatan cehalet değil midir?
Aileden başlayarak toplumun her alanında yozlaşmaların yaşanması cehaletten değil midir? Daha bir sürü yanlışların temeline indiğinizde “cehaletle” karşılaşacaksınız.
Özellikle kadının cehaleti, toplumun ve insanlığın cehaleti demektir. Aslında kadın, sadece çocuk doğurmaz, aynı zamanda insanlığı ve toplumu da doğurur, çünkü toplumun temel direği olan ailede çocuğa kişilik kazandıran, hayata hazırlayan birinci derecede annedir.
“Anneden daha etkili eğitimci var mıdır?”
Doğurdukları çocukları eğitip büyütenler annelerdir, bu çocuklar bir gün dünyayı idare edenler, insanlığa hizmet edenler olarak toplumda yerlerini alırlar. Bu açıdan ailenin, toplumun ve insanlığın güvencesi kadınlardır. Her şeyin temelinde kadın olduğuna göre, kız çocuklarımızı cahil bırakmamalıyız, kız çocuklarımızı en iyi şekilde okutmalıyız ki toplum ve insanlık ilerleyebilsin.
Dini yönden bakıldığında da kız çocuklarının okutulmasında engelleme yoktur, bilakis teşvikler vardır.
Okumanın ve ilmin önemi, kesin delillerle ortaya konmuştur, İslam’ın ilk emri de okuma ile başlamıştır. Kurân-ı Kerim’de, okuma ve bilgilenme ile ilgili hiç bir cinsiyet ayırımı yoktur. Okuma ve bilgilenme genel bir kavramdır, kişilere, cinsiyetlere, gençlere, yaşlılara ve inançlara göre ayırımı yapılamaz. Buna göre, hangi olumsuz şartlar içerisinde olursak olalım, kız çocuklarımızı okutabilmenin bütün yollarını araştırıp bulmak zorundayız. Bu görevi yerine getirmek hem dini hem de sosyal bir görevdir. İnsanın kendini koruyabilmesi ve hayatını sürdürebilmesi için bilgili olmak zorunluluğu vardır.
Yanlış geleneklerin, törelerin ve yanlış uygulamaların etkisi altında kalarak kız çocuklarını okutmayanların, toplumun geneline büyük zarar verdiklerini hiç bir zaman unutmamaları gerekiyor.
Yaşadığımız çağın adı, “bilgi çağıdır”, bu çağda bilinçli olmayan, kullanılmaya ve sömürülmeye mahkûm olur.
Artık insanlarımızı cahillikten kurtarmalıyız, bunun çaresi de geleceğin “baş eğitimci” adayları kız çocuklarımızı okutmaktır.
“Bilgi, servetten daha üstündür, çünkü, serveti sen korursun, halbuki bilgi seni korur.” – Hz. ALİ
“Şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz herşey kadının eseridir.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Özlem Keskin