Önceden “7’den 77’ye” denilirdi geniş yelpazeyi anlatmak için bu durum için “1’dan 100’e” bile denilebilir belki de çünkü artık çocuklar 7 yaşına kadar çoktan tanışmış oluyorlar teknolojiyle ve büyüklerimiz artık görüntülü konuşmalar yapmaya başladı bile.
Çoğu alanda hayatı kolaylaştırdığı bir gerçek ama bir yandan da bizi, çocuklarımızı bir çıkmaza sokuyor biz farkında olmadan.
Anne babaların en büyük sitemi “Bilgisayar başından kalkmıyor bu çocuk.”, “Telefonu hiç elinden düşürmüyor.” ama bunu diyen anne babalar aslında 5 dakika önce instagramda bir gezinmiş, whatsapp bildirimlerine çoktan göz gezdirmiş oluyor genellikle.
Bundan birkaç yıl önce annem Sosyolog ve Aile Danışmanı Şenel ERAL’ın “Aile içi iletişim” konulu bir okul seminerinde bir çocuk söz almak istedi. Annem-babam beni hiç dinlemiyor. Ben dışarı çıkmak istediğimi söyleyince telefondan başlarını bile kaldırmadan kafalarını sallıyorlar, dedi (taklit ederek).
Annemin şu sorusu çocuğun gözlerini güldürmüştü.
“Ailede seninle güzel iletişim kurabilen başka birisi var mı ?” Çocuk “amcam” dedi gözleri parlayarak. Benimle oyun oynuyor, beni hep dinliyor, diye ekledi. Dedem bile akıllı telefondan başını kaldırmıyor bir şey sorunca “he hee” diyor diye anlatmaya devam etti.
Bu ve bunu gibi örnekler git gide artmaya devam ediyor.
Böyle ailelerde yetişen çocuklar ileriki yaşlarda oyun bağımlısı, evden hatta odasından çıkmayan, elektronik ortamlarda sosyalleştiğini düşünen bireyler haline gelmeye devam ediyor. Biz bu kadar hayatımıza koymuşken bu sanal dünyayı çocuklarımıza dair yakınmalarımızı çok da haklı bulamıyorum maalesef.
Bu durumun beslenmeyle ilişkisine bakacak olursak bilgisayar, televizyon, telefon başında atıştırma alışkanlıkları fark etmeden daha çok yemeye sebep oluyor. Öğün saati ve uyku düzeni bozulan gün boyu hareketsiz oturan çocuklarda obezite kaçınılmaz bir hale geliyor. Daha öncede yazdığım çocukluk çağı obezitesi ise birçok hastalığı da beraberinde getiriyor.
Benim bu durumlarda önerim mutlaka her ailenin ailece yediği “yemek saati” olmalı. Hatta “meyve molaları” dediğimiz ara öğün saatleri ve “kahve-çay molaları” ile çocuklarımızı aileyle birlikte kaliteli zaman geçirmeye özendirecek, onları mutlu edecek küçük zaman dilimleri yaratılmalı.
Bu nedenle çocuklarımıza “…ama anne-baba, sen de yapıyorsun!” dedirtmeden önce kendimizi bir gözden geçirmeliyiz bence. E uçakta bile demiyorlar mı zaten?
Acil durumlarda maskeyi önce kendinize sonra çocuğunuza takın.” diye…
Diyetisyen Şükriye ERAL
Mail:diyetisyensukriyeeral@gmail.com