Atasözlerimizde Akrabalık

Atasözlerinde, ağıtlarımızda ve türkülerimizde kullanılan akrabalık isimlerinin samimiyetine hayran olurum hep. Başka dillerin tersine dilimizde akrabalık ilişkilerinden birçoğu, ayrı kavramlardır. Türkçede ‘baldız, elti, görümce, yenge’ vb. gibi dört ayrı kavrama başka dillerde ayrı ayrı kelimelerle rastlamak mümkün değildir. Dilimizdeki ‘kayınbirader (kayın), enişte ve bacanak’ için de durum böyledir.

0
222

Atasözlerinde geçen akraba adları,milletimizdeki akraba ilişkilerini tanımak ve tanımlamak bakımından önemlidir.
Zamanla gündelik hayatta sık kullandığımız atasözlerinin bir kısmı, unutuluyor maalesef. Çağın gereğine mi uyuluyor, gerçek mi böyle tam bilemiyorum.
Genel anlamıyla akraba denince ‘kan bağıyla birbirine bağlı olan kimseler’, hısım deyince ‘evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler’, hısım akraba derken de ‘bütün akrabalar’ kastediliyor.
Akrabalık ilişkilerinin zayıflamasına bağlı olarak akrabalık isimlerinin de zamanla kaybolmaya yüz tuttuğu, hepimizin malumu.
‘amca, hala, dayı, teyze, elti, gelin, kaynana, baldız, bacanak’ vb.lerini ayrı bir yazıda değerlendirmek üzere şimdigenel olarak akraba kavramı ile ilgili atasözlerimize bakalım.
Doğrusuyla yanlışıyla, eksiğiyle fazlasıyla, beğendiğimizle beğenmediğimizle atasözlerimizdeki akrabalıklar işte şöyle. Gelin hatırlayalım biraz:

Ağaç düşer de yakınına yaslanır.
Zor durumda önce akrabadan yardım istenir. Durumu bozulan kişi, ancak yakınlarından destek bekler.
 
Akraba gelmeye gelmeye yad olur; yad gele gele akrabaolur.
Uzun süre görüşmeyen akraba arasına soğukluk girer; sık görüşenlerde samimiyet oluşur.
 
Akraba idik akrep olduk biz bize; ayrı düştük bakmaz olduk yüz yüze.
Akrabalar arası ilişkilerde çatışmalar, tatsızlıklar olabilir. Dikkat edilmezse dostlukların yerini husumetler alabilir. Birbirimizi koruyacak kişiler iken herhangi bir sebeple korumak bir yana birbirimizi görmeyi de kabul edemez kişiler olabiliriz.
 
Akraba ile ye, iç; alışveriş etme. / Hısım ile ye iç de alavere etme.
Alışveriş ticaret kurallarına göre olur. Her iki taraf da bu işte kendi menfaatini düşünür. Hısım akrabalar arasında bu ilişkinin sağlıklı yürümesi de çok zordur.
 
Akraba olsa da düşman, yabancıdan ehven.
Her hâl ve şartta akraba yabancıdan iyidir.
 
Akrabalar barış içinde yaşarsa, at çok olur; eltiler barış içinde yaşarsa, aş çok olur.
Kullanacak malzemenin çokluğu akrabanın çokluğuna, evde aşın çokluğu eltilerin barışıklığına bağlıdır.
 
Akrabanın akrabadan kimse çekmez çektiğini; akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini.
Bazen hısım akraba, kişiye öyle kötülük eder ki bunu düşman bile yapmaz.
 
Akrabaya at ver, dost ol; kız ver, düşman ol. / Dostu yabanda, düşmanı akrabanda ara. / Fukaranın alacaklısı, zenginin akrabası çok olur. / Hayırlı komşu, hayırsız akrabadan iyidir. / Yakın dost, hayırsız akrabadan iyidir. / Sadık dost akrabadan yeğdir.
Candan ve samimi bir dost /komşu, insana akrabadan daha güven verici gelir. Hiç bir iyiliği dokunmayan akraba olacağına yakınlık gösterip iyilik yapan bir komşuya sahip olmak, daha iyidir.
 
Arkalı it, kurdu boğar.
Çevresi geniş, ailesi kalabalık, akrabaları çok insan; bileği bükülmesi zor kişidir.
 
Burun, yüzden düşmez.
Kişinin yakın akrabası, ne kadar uygunsuz ne kadar yakışıksız iş yaparsa yapsın kendinden kopmaz, koparılamaz
 
Dışarıda köy gayreti, içeride soy gayreti. / Köyde el gayreti ilde köy gayreti.
Kişi önce en yakınından başlayarak hısım akrabasını, daha sonra da çevresini, bölgesini düşünür.
 
Her kuş, kanadıyla uçar.
Herkesin akraba yardımına ihtiyacı vardır.
 
Hısım hısımınne öldüğünü ne de onduğunu ister.
Hısım akraba arasında kıskançlık ve yarışma tutkusu, vardır. Birbirlerinin büsbütün kötü olmalarını istemeseler de karşı tarafın kendilerinden üstün olmalarına katlanamazlar.
 
İt iti yemiş; kuyruğuna gelince ‘Bizim it’ demiş.
Herkes kendi akrabasını, soyunu en sonunda tutar.
 
Meyve, ağacından uzak düşmez.
1. İnsan, öncelikle yakın akraba ve dostlarına faydalı olur. 2. Çocuklar, kendi soyuna çeker. Bir çocuğun genetik özellikleri anne, baba, dayı, amca, teyze, hala gibi yakın akrabalarına benzer. 3. Çırak, ustasının yolunda ilerler.
 
Yabancının yağlı lokmasından akrabanın kanlı yumruğu, yeğdir.
Akraba akrabayı yar başında tutar.

Özcan TÜRKMEN