Çoğu zaman duymuşuzdur; Coğrafya kaderdir?
Gerçekten Coğrafya kader midir, yoksa kader mi coğrafyadır dersiniz?
Bu söz nederen çıktı?
İbni Haldun’a atfedilir genelikle…
İbni Haldun’un yaşadığı dönemde, Coğrafya bir kader olarak görülebilir. Doğrudur da…
Gnümüzde bu sözü söylemek sanırım imkansız gibi bir şey.
Neden diyecek olursanız, Güney Kore ve Kuzey Kore aynı coğrafyayı paylaşıyor.
Güney Kore’de kişi başına gelir ile Kuzey Kore’nin kişi başı milli geliri arasında uçurum var.
Bu fark nereden geliyor; Yönetimden…
Mesela Japonya…
Neredeyse hiç doğal kaynakları yok.
Coğrafya kader deyip oturmamış Japonlar.
- Anadolu toprakları bir kader midir?
Üzerinde İmparatorlukların kurulduğu topraklar.
İmparatorlukların yıkıldığı topraklar.
İmparatorlukların kurulması mı kaderdi, yıkılmaları mı?
Osmanlı kaderine teslim olup, yıkılmayı beklerken, kadere karşı gelen bir lider çıktı.
Mustafa Kemal…
Cumuhuriyeti kurmuş, devrimler yapmış.
Barış demiş…
Ülkede ve dünyada barış ilkesini benimsemiş ve savaşlardan uzak durmayı başarmış.
- Günümüze gelince…
Yurtta Sulh Cihan’da Sulh ilkesi terk edilince coğrafya kader haline gelmiş.
Aslında gelmemiş, getirilmiş…
Türkiye, orta doğudaki bitmez tükenmez savaşların ortasına dalarak ve çok sayıda göçmeni kabul edip, kendi yurttaşlarından ayırdığı sınırlı kaynaklarıyla onlara bakmaya başladı.
Günümüzde Osmanlı’dan devralınan bozuk yapı yeniden hortlatılmaya çalışılıyor.
Yeniden bilimden uzaklaşma başladı.
Türkiye, coğrafyanın kader olmadığını kanıtlayabileceği bir uğraşıdan geri dönerek sıradan bir orta doğu devleti konumuna dönmeye başladı.
Coğrafya kader değildir, ülkeyi yönetenler kaderdir
Sait KARADUMAN
KAYNAK :https://afyonses.com