Cumartesi, Şubat 22, 2025

AKIL VERMEYİ BIRAKALIM

En çok sevdiğimiz işlerin başında gelir akıl vermek. Kim sevmez ki akıl vermeyi. Akıl almayı kabullenemeyenlerin çoğu, akıl vermeyi çok seviyor.
En çok sevdiğimiz işlerin başında gelir akıl vermek.

Kim sevmez ki akıl vermeyi.

Akıl almayı kabullenemeyenlerin çoğu, akıl vermeyi çok seviyor.

Birine akıl vermekle ona güç verdiğimizi sanıyoruz. Yanılıyoruz aslında.

Bize gücü kuvveti akıl mı verir bilemem. Hele başkasının aklı bunu yapar mı onu hiç bilemem. Bildiğim şu ki ‘Alınan akılla, alınacak akılla birleşen irade, hemen her güçlüğü yener.’
Yazan da söyleyen de akıl veriyor.

Verilen aklın tutulup tutulmadığını hesap etmeden akıl veriyor hem de.

Alması bir başka, vermesi bir başka; kullanabilmesi de daha bir başka!

Akıl, başka bir şey kısacası…

  1. YY Fransız deneme yazarı Montaigne şöyle diyor: ‘Tabiatın insanlara en âdilce dağıttığı şey, akıldır. Çünkü hiç kimse akıl payından şikâyetçi değildir.’

Hâl böyleyken birine akıl vermeye çalışmanın ne anlamı var ki.

Evet; evet ama ‘akıl’ öyle bir şey işte.
‘Eğer yeryüzünden akıl denen şey büsbütün yok olsa kimse, kendinin cahil olduğu zannında bulunmaz.’

Şeyh Sadi Şirazi (1210-1291)’nin dediği gibi bir şey işte.

Hepimiz aklımızı ve davranışlarımızı çevremizde başkasından üstün görürüz.

Gerçekte akıl, akıldan üstündür ama atasözümüzdeki gibi bir şey işte: “Akılları pazara çıkarmışlar herkes, yine kendi aklını beğenmiş.”

Aklın yolu bir, bir olmasına da hepimizin aklı ayrı ayrı işte.

Hep akıl vererek, hep akıllı görünmeye çalışarak yaptığımız hatanın/hataların farkına geç varıyoruz.

Verdiğimiz, vermeye çalıştığımız aklın bizim işimize yarayıp yaramadığını pek de
düşünmüyoruz, düşünemiyoruz aslında.

Akıl vermek yerine kendi aklımızı kendimiz daha verimli kullanmaya çalışsak elbette çok daha başarılı olacağız.

Akıl verirken dikkat edelim aman. ‘Bir başkasından daha kurnaz olabiliriz ama herkesten kurnaz olamayız.’

Çok iyi olmak yerine çok akıllı olmaya çalışmakla, çok akıl vermeye kalkmakla çok hata yapıyoruz.

Kendimiz akıllı olamadıkça akıllı birini boş yere dinlemenin en faydası var ki.

Akıl vereceğim diye akla uygun olmayan, aklın almayacağı işlerle uğraşmanın ne anlamı ne gereği var ki.
Akıl vereceğim diye muhakeme yetersizliğini belli etmenin ne anlamı var ki.

Akıl vereceğim diye akıl fukarası olduğumuzu ortaya koymayalım aman.

Akıl öğretmenin; birine nasıl davranacağını göstermenin ne anlamı ola ki.

Birine kendi düşüncesini benimsetmeye, ona yol göstermeye çalışmanın; bilgiçlik taslamanın ne anlamı ola ki.

Doğruyu, iyiyi gösterdiğimizi zannederek akıl hocalığı taslamayalım aman

Akıl veren çok olur da ekmek veren bulunmaz. Dikkat edelim aman.

‘Aklı kısa, aklı kıt, et kafalı, gel git akıllı, gül akıllı, yarım akıllı, tahtası eksik’ diye tanınıp bilinmeyelim aman.

Gündelik hayatta ‘akıllı geçinmek, akıllı olmak, akıllı uslu olmak, akıllılık etmek’ başka başka şeyler. Dikkat edelim aman.

Bizim için akla yakın olan, akla yatan bir şey başkası için öyle olmayabilir. Dikkat edelim aman.

Aklımız başımızda olsun; aklımız başımızdan bir karış yukarıda olmasın aman. Aklımız yerinde olsun. Akıl süzgecinden geçirmediklerimizle uğraşmayalım aman.

Aklımıza geleni söylemeyelim, aklımıza geleni yapmayalım aman.

Herkes şimdi aklına gelene, aklına getirdiğine dikkat etmeden sonuca ulaşacağına inanıyor.

Herkes şimdi aklına girip girmediğine bakmadan aklına koyduğunu yapmak istiyor.

Herkes şimdi birilerini suya götürüp susuz getirecek gücü kendinde buluyor.

Nasıl oluyorsa oluyor. Herkes şimdi aklınca leb demeden leblebiyi anladığını iddia ediyor.

Akıllı görünmeye çalışmanın olduğundan daha akılsız görünmek olduğunu unutmayalım.

Unutmayalım. Aklı az olanın verdiği öğüt çok olur.

Cümlemizi ‘Allah akıl şaşkını köşe düşkünü etmesin.’

‘Öğüdü ver alana, kulağında kalana.’ atasözümüz unutmayalım aman.

Akıl vermeyi bırakalım aman.

RELATED ARTICLES

2024 YILINA GİRERKEN

AHLAK KURALLARIMIZ

N’OLDU BİZE SAHİ

- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments