Ayrılıklar zordur.
Zor ama çoğu zaman da kaçınılmaz veya gerekli…
Çünkü insanlar olması gereken yerde olmalı…
Tıpkı evlenip babaocağını terkeden bir gencin ömrünü geçirdiği yuvayı eşi için terkettiği zaman olduğu gibi.
Ya da bir öğrencinin eğitimi için henüz çocuk denecek yaşta evinden, ailesinden ayrılması, yatılı okullara düşmesi, ‘Hababam Sınıfı’ serüvenine atılması gibi.
Örnekler herkesin kendi kişisel deneyimlerine göre çoğaltılabilir şüphesiz…
***
Aslında düşünüyorum da, herkes birbirine misafir…
Hepimiz birbirimize misafiriz du dünyada…
Deprem ya da tsunami gibi doğal afetler, hatta bu gün çok yakınımızda, burnumuzun dibinde dediğimiz çatışmalar, Ortadoğuda yaşanan sıcak gelişmeler, krizler karşısında hepimizin alması gereken dersler var.
Hayat zorluklarla dolu.
Ve hiç bir zaman hiç bir şeyine güvenmeyeceksin.
Sağlık, güzellik, zenginlik, zeka…
Onlar da bizlere misafir…
“Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır” diyor o yüce insan…
Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet paidar kalacaktır diye de ekliyor…
Ve ülkesine büyük bir hazine bırakıp, halkına bağımsızlık kazandırıp, pek çok kalıcı iş yaptıktan sonra göçüyor bu dünyadan.
***
Yarın neler getirir bilinmez…
Kalıcı olan şeyler, yaptığımız güzel işlerdir.
Zira hiç bir iyilik, hiç bir çalışma boşa gitmez.
Gerçekten boş işlerle uğraşmıyorsak tabii…
Bu cümleden sonra da bir işin boş mu, dolu mu ya da iyi mi olduğunu nereden anlayacağız diye bir soru geliyor insanın aklına..
Bana göre cevap gayet basit…
Eğer yapılan iş insanın hem kendine, hem ailesine, hem de çevresine faydalıysa o iş mutlaka dolu dolu, iyi bir iştir.
Etrafa pozitif enerji saçan insanlar kategorisine girmek gerek diye düşünüyorum.
Her zaman eleştirici, halinden şikayetci, dırdırcı ya da negatif düşünen bir insan olmanın kimseye faydası değil, zararı olur.
Kendisini hep geliştiren ve pozitif düşünen insan ailesini de, çevresini de geliştirir.
Sadece kendisini düşünen insanın kendisine hiç faydası olmaz çünkü insan sosyal bir varlıktır, etraftaki insanlara her zaman ihtiyaç duyar.
Yani sadece kendisini düşünen yanılmıştır zaten.
Etrafındakilerin iyiliği onun yararınadır.
***
İnsanların da, toplumların da kaderleri, yaşantıları her zaman güllük gülistanlık olmayabilir, ama “kader” kelimesinin yanında bir de “irade” kelimesi vardır altı çizilmesi gereken..
İradeli, çalışkan, dürüst, adil, dosdoğru insan olmak da, düşünen bir insan için hiç te zor olmasa gerek.
Yeterki biraz düşünsün insan, düşünmeyi istesin…
Birgül Kapaklıkaya (c)
Brüksel, 12/05/2011