Toplumda birlik ve beraberlik çok önemli iki kavramdır.
Toplumu oluşturan insanlar birbirlerine bu şekilde kenetlenirler ve dıştan gelen kuvvetler de bu güçlü duvarı kolay kolay yıkamazlar. Birlik içinde olan ve beraber hareket eden insanlar işbirliği ve dayanışma içerisindedirler. Yardımlaşarak süregelen iş döngüsünü durmaksızın devam ettirirler.
Her bireyin ya da kurumun kendine düşen görevleri vardır.
Eğer her işi kendi başımıza yapmaya kalksaydık buna ne gücümüz ne zamanımız ne de ekonomik durumumuz yeterdi.
Bir insan hem kasap hem manav hem öğretmen hem de postacı olamaz.
Yani bir işi birimiz yapıyorsak diğer bir işi de bir başkasının yapması gerekir ki bu işbirliği ve dayanışmayı gerektirir.
Aynı zamanda aynı iş kolunda çalışan insanların işbirliğinin daha belirgin oluşu söz konusudur.
Bir okulda çalışan insanların bir kısmı eğitim-öğretimle ilgilenir,birileri yönetim ve denetimle ilgilenir.
Kimi telefonlara cevap verir kimi de bu çalışan insanlara çay-kahve getirmek gibi hizmetler sunar. Tek bir kişinin tek bir iş kolunda bütün yükü kaldırması söz konusu değildir.
Yaşadığımız hayat bize çeşitli sorumluluklar yüklemektedir ve bu sorumlulukları her işi tek başımıza göğüsleyerek yerine getiremeyiz.
Yardımlaşmamız ve işbirliği yapmamız şarttır.
Türk toplumunda işbirliği, dayanışma ve yardımlaşma anlayışı çok gelişmiştir.
Özellikle Anadolu’da köy halkı arasında işbirliği kültürü imece adı ile dayanışma ve yardımlaşma kültürü ise vakıf adıyla kökü çok eski zamanlara giden önemli sosyal anlayış ürünleridir.
İmece Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir.
İmece ile ilgili köy kanununda madde yer almaktadır.
Köy kanununun 15. maddesi bu toplumsal geleneğin hukuki tanımıyla biçimlenmiştir.
Bu kanun şöyledir; ‘Köy işlerinin bir çoğu bütün köylü birleşerek imece ile yapılır.’
(KÖY KANUNU No:442;Resmi Gazete, yayın tarihi 7.4.1924/68).
Şimdi önümüzde yerel bir seçim var.
Bu seçimde birlik,beraberliğimizi bozmadan,hizmet yarışı içinde hareket edilmelidir.
Seçim gelip,geçecek.Baki olan dostlukların kalması,bozulmamasıdır.
