Kendimizi fark ettirmek için genel olarak üç yol kullanıyoruz: Kişilik özelliklerimizle, sahip olduklarımızla ya da farklı davranmakla fark edilmek.
Kişilik Özelliklerimizle Fark Edilmek: Dürüst, onurlu, sabırlı, seviyeli kişiler toplum tarafından çabucak fark edilirler. Onların kişilik özellikleri fark edilmeleri ve dolayısıyla var olma ihtiyacını karşılamaları için yeterlidir. Bu özellikler, onları ön plana çıkarır ve onlar bu özellikleri ile toplum arasında tanınır, sayılırlar. Bu onlara yeter. Fark edilmek için başka bir çaba içerisine girmelerine gerek yoktur.
Sahip Olduklarımızla Fark Edilmek: Bazı kimseler ise sahip oldukları sosyal statü ile fark edilirler. Bir doktor, üniversite profesörü, iyi bir futbolcu statüsünün sonucu olarak çabucak fark edilir, toplum tarafından kabul görür. Bir topluluğa veya gruba girdiğinde fark edilerek var olmanın lezzetini yaşar. İnsanlar genelde sahip oldukları maddi serveti iki türlü kullanırlar. Bazı insanlar maddi sermayelerini konforları için kullanır, cep telefonları ya da arabaları işlevselliklerini göz önünde bulundurarak alırlar. Bazı insanlar ise sahip oldukları mal ve mülkü fark edilme ihtiyacını karşılamak için kullanırlar. Bu kişiler maddi sermayelerini görüntü amacıyla kullananlardır. Son model bir şey almalarındaki amaç, tüm fonksiyonlarına ihtiyaç duymaları değil; sahip oldukları bu maddi sermaye ile fark edilmek istemeleri olabilir.
"Vayy, adamdaki cep telefonuna bak! Şu arabaya bak abi!" gibi cümleler bu kişilerin bekledikleri ifadelerdir.
Farklı Davranarak Fark Edilmek: Fark edilme ihtiyacını karşılamanın bir yolu da farklı olmaktır; çünkü farklı olan, fark edilecektir. Bazı insanlar şehir ortasında yanlarında kocaman bir kurt ya da pitbull köpeği gezdirirler. "Şehrin merkezinde köpeğe ne gerek var?", "Bu koca hayvanın betonlar içinde işi ne?" diye düşünürsünüz. Bu kişilerin psikolojilerini incelediğinizde, bir kısmının bu işi sırf fark edilmek arzusu ile yaptığını görürsünüz. Biri yanındaki köpeğe bakıp irkildiğinde, köpek sebebiyle dikkatler o kişi üzerinde yoğunlaştığında, kişi artık fark edilmiştir. Fark edilmek, bu kişiye gizliden bir mutluluk verir. Ana caddede arabasında yüksek sesle müzik dinleyen kişileri düşünün. Aslında müzik kendilerinin duymaları için yeterlidir. Ama niyet farklıdır. Niyetleri, fark edilmektir. Yüksek müzik sebebiyle birkaç kişinin yüzünü arabaya çevirmesi bu kişiler için yeterlidir. Yüzünü çeviren kişilerin ne düşündükleri önemli değildir. Küfür ediyor da olabilirler, hayranca bakıyor da. Sonuçta fark edilmişlerdir ya, bu onlara yeter.
Tabi ki yukarıda saydığımız davranışlarda bulunanlar, bu işleri ille fark edilmek için yapmazlar.
Bu davranışların arkasında farklı ihtiyaçları karşılama eğilimi olabilir. Özetle, fark edilme ihtiyacı önemli ihtiyaçlarımız arasında yer alır; çünkü varlığımızı pekiştirir. Ve hepimiz fark edilmek için değişik yollar kullanırız. -:))