Bizim ülkemizde Avrupa dendiği zaman akla hemen medeniyet gelir, eğitim gelir, modernlik, mutluluk gelir.
Avrupa’nın pek çok konuda Türkiye’den daha farklı, daha sistematik bir yapıya sahip olduğunu inkar edemeyiz.
Oysahiç bir şeygöründüğü gibi değildir..
Komsu komsunun tavuğunu kaz, gelinini kız sanır misali…
Cennet ülkenin güneşinin, havasının, hiç bir değerle satınalınamayacağını bir türlüanlamayız nedense..
Gözümüz hep yükseklerdedir, ya da başkalarını hep kendimizden daha mutlu sanırız.
Halbuki “Rüzgar esmezse, toprak yağmur sonrası burcu burcu kokmazsa…
Güneş tepene geçmezse ne manası var baharınyazın”
Öğrencilerimizdeki sınav streslerinin yoğun olduğu bu dönemlerde bir de memleket meseleleri iyice morallerini bozdu insanların.
Birbirine kırılankırılana, küfür eden edene.
Oysa herkes saygıkavramının ne anlama geldiğini önce bir öğrense..
Mitingler, yürüyüşler hepimizin hakki, ama sözlü ya da bedensel şiddete gerek duyanların hangi zihniyete sahip olduğunu anlamakta zorluk çekmekteyim..
Kişiler hangi görüşte olurlarsa olsunlar, inançları ya da siyasi partileri sadece onları bağlar.
Güzel yüreğin sağı solu, arkası onu olmaz…
Yeter ki insan insan olsun, adam gibi adam olsun.
Hiç kimse başkasını kendisiyle ayni görüşekatılması için zorlayamaz ki.
Sonuçta“demokrasi” kelimesinin yine hiç de iyi anlaşılmadığı bir kez daha görülmekte.
Ufukta secimler var..
Hem Türkiye’de, hem de Belçika’da..
Umarım herkes için her şeyin en hayırlısı olur..
Yine söylemeden geçemeyeceğim, hayat hiç kimseye öyle toz pembe değil..
Hele de Avrupa’da yasamak hiç de o kadar kolay değil.
Öyleyse lütfen hayati bir de biz kendi ellerimizle zorlaştırmayalım.
Birgul KAPAKLIKAYA
Brüksel, 17-06-2013
Twitter : Birgulce
Facebook : Birgul KapaklikayaEryoruk
birgulkapaklikaya@yahoo.com