Cuma, Kasım 22, 2024
Ana SayfaKöşe YazılarıSizlerden GelenlerÜmit, atadan kalma mirastır (1)

Ümit, atadan kalma mirastır (1)

MUZAFFER ABİ, KILIÇKIRAN VE BABAM
Babam İdris Çağlar, özellikle Ankara İlahiyat Fakültesi’ndeki (1964-1968) öğrencilik yıllarına ait hatıralarını anlatırken ruhuma, gönlüme ve fikrime nakış nakış işlenmiştir, Ülkücülük fikriyatı. Başbuğ Alparslan Türkeş’in 1965 yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) genel başkanı olmasıyla beraber, gençlik faaliyetlerine ağırlık vererek CKMP Gençlik Kolları’nın teşkilatlanmasını hızlandırmıştı. 1968 yılına gelindiğinde yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin tırmanması

üzerine milliyetçi gençler, ülkücü kuruluşlar halinde teşkilatlanmaya başlamıştı. Babamın hep rahmet ve minnet ile andığı o dönemin ‘Muzaffer Ağabeyi’ Muzaffer Özdağ, CKMP’nin Kızılay’daki genel merkezi giriş katındaki salonda Milli Türk Talebe Birliği üyesi iken her ikisi de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi olan babam ve şehitler kervanının yolbaşçısı Ruhi Kılıçkıran’ında aralarında bulunduğu 30 kişilik gruba seminerler vermişti. CKMP Gençlik Kolları’nın propaganda faaliyetlerini kolaylaştıracak bir gençlik yapılanması olarak, ilk kez ‘ülkücü’ adıyla Genç Ülkücüler Teşkilatı’ nın 29 Şubat 1968’de kurulmasında, Rahmetli Muzaffer Özdağ’ın katkılarını anlatmakla bitiremez, babam…
DAĞLAR TÜRK DOĞURUYOR
Rahmetli Muzaffer Özdağ’ın oğlu Prof. Dr. Ümit Özdağ: “Ben Milliyetçi Hareket Partisi’ne 1965 yılında, 4 yaşında babamın kucağında geldim.” diyor ve ekliyor: “Rahmetli Alparslan Türkeş: ‘Rize’den bir milletvekili çıkardığımız gün Türkiye’de de iktidarız.’ Biz o bir milletvekilini almaya gidiyoruz”. Başbuğ’un  bu arzusunu onun mirası ve emaneti mahiyetinde sahiplenen Özdağ, genel başkan adaylığını Rize’den açıklayarak; hem Merhum Türkeş’in izinden gideceğine söz veriyor hem de 14 yıllık AKP iktidarının kalbinden ve kalesinden iktidara meydan okuyor.
Sayın Özdağ; siyasal otoriterleşme ‘tek adamlığa’ devinim göstermiş, Ekim-Kasım aylarında ise başkanlık sistemine doğru giden bir erken genel seçim planlanmaktadır, MHP’de kongrenin yaptırılmamasının netleşmesi halinde seçim takvimi işletilecektir ve bunu durdurabilecek yagane şey MHP’nin kurultay yapmasıdır, diyor. MHP’de genel başkan değişikliği ile sonuçlanacak bir kurultayın, aslında Türkiye’nin ve Türk milletinin kaderini belirleyeceğinin önemini vurguluyor.
Sayın Özdağ: “Çanakkale’de İngiliz subayı, Türk askerinin direnişini ‘Dağlar Türk doğuruyor.’ diye haykırıyor.” sözleri ile, Davutoğlu’nun kadim millet olarak bahsettiği milletin, aslında Cizre’de Jandarma ve Polis Özel Harekatçılarının uğruna savaştığı ‘Türk milleti’ gerçeği olduğunu vurguluyor. Bu konudaki tavizsiz ısrarını, sarsılmaz direncini ve ebedi hassasiyetini ortaya koyuyor. Atası, Başbuğ’a her anlamda yoldaş olan ve ata adında ‘dağ’ sözcüğü bulunan Ümit Özdağ’ın ebeveyni; MHP’ye ümit veren özbeöz ‘Türk dağı’ hükmündedir. Atasözünde ‘Ümit, atadan kalma mirastır.” denildiği gibi Özdağ’ın adaylığı; memleketimize, milletimize ve camiamıza ümit olsun ve hayırlar getirsin.
MİLLİ DEVLET, GÜÇLÜ İKTİDAR PROGRAMI
Sayın Özdağ’ın adaylık açıklamasından diğer satır başları ise şöyle oluyor: Sur ve Nusaybin’de yıkılan evlerin yeniden yapılacağını açıklayan Davutoğlu’nun, Şehit ailelerine de saygı gösterilecek evler yapıp hediye etmesi gerekir. Türkiye topraklarını koruyan korucular şehre silahsız  gelmektedir, onlara bedelsiz silah taşıma ruhsatı verilmeli, böylece PKK’ya karşı savunmasız bırakılmamalıdır. Partiye Başbuğ aranmamalı; MHP Genel Başkanları, artık ölümden ölüme değişmeyi düşünmemelidir. Başarının tek ölçüsü, partiyi iktidara taşımaktır ve başarısız olan genel başkan, görevi bırakmalıdır. Demokratik bir yönetim tarzını benimseyen bir genel başkanlık anlayışı olmalıdır. MHP bir erkek partisi görünümü vermektedir ve erkekler kadar kadınlarda MHP’de etkin olmalıdır. Güneydoğu Anadolu bölgesi de dahil olmak üzere her ilden milletvekili ve belediye başkanları çıkarılmalıdır. Vatanın her karışında devlet otoritesi hakim kılınmalıdır. Devlet mekanizması; gerçekleştirilecek demokratik, özgün, siyasal ve bürokratik reformlarla ayağa kaldırılmalıdır.
Kendisini; terör konusunda en yoğun çalışan, sadece zihninde değil yazılı projeleri olan yetkin bir kişi olarak tarif ediyor. Teröre karşı müzakere değil, mücadele yöntemi uygulanmalıdır, diyor. Üst düzey kadrolarının hemen tamamı Ermeni kökenli olan PKK’yı, terörü ezeceği için ‘demir’ ve Türkiye’ye barış getireceği için de ‘güvercin’ sözcüklerinden esinlenerek ad verdiği ‘Demir Güvercin Projesi’ ile yok edeceğini, açıklıyor.
KİMSEYE; BABAANNE, DEDE, BABA OLMASINA İZİN VERİLMEYECEK
Satır arasında Sinan Ogan, Meral Akşener, Koray Aydın ve kendisinden sonra Süleyman Servet Sazak’ın da adaylığını açıklayacağını, ekliyor. O’nun için de, MHP’de milletvekilliği yapmış değerli bir şahsiyettir, diyor. Her şeyden evvel biz Ülküdaşız ve arkadaşız, ifadelerini kullandığı diğer genel başkan adaylarından bahsederken; her birinin harekete faydaları ve hizmetleri olan Türk milliyetçisi müstesna insanlar olduklarını, ekliyor. Genel Başkan Adayı Sayın Meral Akşener’in: “Delegeler ‘ya Başbakan, ya da babaanne olacaksın.’ diyecek.” açıklamasına atıfta bulunarak; hiçbir genel başkan adayının sadece babaanne, dede, baba olmasına izin vermeyecekleri ve hep birlikte çalışacakları, beyanında bulunuyor. Partiyi siyasi arenaya çevirmekten ziyade genel başkan adaylarını divanda görmek istediğini, söyleyerek; iç ve dış mihrakların ayrışma ve bölünme senaryolarına karşı nasıl birleştirici ve buluşturucu bir tutum takınacağının mesajını veriyor.  Her bir genel başkan adayının projelerinin olduğunu ve kurultay sonrası bu projelerin müşterek hale getirilerek Türkiye’nin ve Türk milletinin hizmetine iktidar projesi olarak sunulacağını, ifade ediyor. Böylece genel başkanlık yarışını seçim sonrasını da gözeterek yürüteceğini ve partiyi bir, iri ve diri tutarak iktidar olmayı hedeflediği gerçeğini ispatlıyor.
22 Nisan Cuma günü Malazgirt Ovası’nda Sultan Alpaslan’ın ilk cuma namazı kıldığı yerde inşaa edilen Muş Malazgirt Merkez Alpaslan Camii’nde bölge halkı, partililer ve korucular ile kılınacak Cuma namazına diğer genel başkan adaylarını da davet eden Özdağ: ‘Kimse bizi topraklarımızla sınava tabi tutmasın, bin yıldır buradayız, gelecek bin yıl daha buradayız.’ sözleri ile sadece MHP’nin değil Türk milletinin bekasına da ümit olacağının teminatını veriyor. Ne dersiniz? Sizce de olumlu bir başlangıç değil mi?
Gelecek hafta, kaldığımız yerden “Ümit, atadan kalma mirastır” yazımızın ikinci bölümü ile huzurlarınızda olacağız.
Şen ve esen kalınız.
Sağlıklı Düşünce – Op. Dr. Kayıhan Çağlar ( kayihancaglar@gmail.com )

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments