Sizleri 50 yıl önceye götürmek istiyorum.
Ne kadar da güzeldi o yıllar,bir sıcaklık bir dostluk vardı.
Sevecenlik vardı,Mutluluk denilen az bir şeyle yetinmek vardı.
Düğünler bir başka olurdu,Perşembe günü Bayrak kaldırma merasimi ile üç gün
Sürerdi düğünler. Hele kına günü bir başkaydı, O yıllarda.
Gelin civar köydense gelin alıcıya gidilirken en azından 15-20 at arabası hazırlanırdı.
Arabanın birisine gelinin Çeyizi yüklenir,diğer arabalarda gelin almaya gidenler
Olurdu.Çeyizden yastık kaçırma olayı vardır, yastığı kim erken davranıp da
Alırsa hemen Nalıgırık’ın arabaya binerdi çünkü Köye ilk giren araba
Nalıgırık’ın arabası olurdu. Atları bakımlı,arabası yeni yolda onu hiç kimse
Geçemezdi. Yastığı kaçıran damata teslim edip yüklüce bir bahşiş alırdı.
Sesi de çok güzeldi,geceleri arkadaşları ile gezerken, bazen Püsküllü
Kuyusunun başında,bazen aşağı mahallede yanık yanık bir türkü duyarsanız
Bilin ki Nalıgırık yine efkârlanmıştır, ya sevdiği kızı o gün görememiştir ya da
Birbirlerine küsmüşlerdir. Bu küsmeler çok sürmezdi,bir gün veya bir günden azdı.
Araba yaptırdım boyatacağım,
Gız senin babana dayatacağım.
Bacınınan Boztorpaktan gelirken,
Yoluyun üstüne ben yatacağım
Bu dörtlük Nalıgırık’ın yaktığı türküdür.Daha birçok türküsü olmasına rağmen
Çoğu unutuldu gitti.
Güzel geleneklerimiz Avrupa’nın icâd olmasıyla birer birer unutuldu,
Ebedi âleme göç edenlerimize Rabbim rahmet eylesin.
S.sırrı
Not: Bu PAYLAŞIMI 6 yıl önce yapmıştım
O zaman hayatta olan eşi JONNA MORTENSEN’in yorumunu
Sizlerle paylaşıyorum. her ikisininde mekanları
Cennet olsun.
“Seni unutmadim ve unutmayacagim. Her zaman kalbimde yasayacaksin ❤ ❤ ❤
Yattigin yer nur, mekanin cennet olsun sevgili kocam ❤ Icim parcalandi, Allahim”
S.sırrı