Pazar, Aralık 22, 2024

Sosyal Medya Fırtınası

İlk çağlarda  sadece dumanla, ya da kuşlarla haberleşmeye çalışan insanoğlu artık globalleşen dünyada gece gündüz, istediği saatte, istediği kişiye ulaşabiliyor. 
Bunun iyi yönleri olduğunu inkar etmemekle birlikte kötü yönlerine de değinmek boynumuzun borcu gibi görünüyor.
Anvers’te Mustafa Yologlu’nun sunduğu bir programda, Profesör Döngeloğlu’nun sözleri hala kulaklarımda duruyor sanki..
Kari-koca ilişkileri hakkında farklı ayet ve hadislere değinen profesör, “Beyler, eşlerinizle ilgilenin, onları yalnız bırakmayın! Siz onlarla ilgilenmezseniz internetten başka beyefendiler ilgilenir..“  diye de ekledi.
Onun bu ifadesi özellikle de beylerin oldukça dikkatini çekti galiba..
***
Gündüzleri çok yoğun olduğum için, geç saatlere kadar okuyup yazan birisi olarak, facebooktan hiç tanımadığım insanlar tarafından ara sıra gelen mesajlar oldukça tuhafıma gitmiyor değil.
Sohbet etmek için mesaj atan insanları görünce şaşırıyorum.
Oysa başka insanların kendileri kadar vakitleri olmadığı, ya da internetten bırakın sohbet etmeyi, mesajlarına bile cevap veremeyecekleri akıllarına gelmeyebilir diye de düşünüyorum.
Üstelik hiç tanımadığı insanlarla bir insan ne konuda konuşabilir ki?
Bu işin ahlaki boyutu da apayrı bir tartışma konusu..
Bu konuda her ne kadar yapılacak pek bir şey olmasa da, yakınlarımızı ara sıra uyarmanın en güzel yöntem olacağı düşüncesindeyim.
Bilinçli insanlar sosyal medya kullanımında sorun yasamayabilir, ama bu bir hastalık haline dönüşmüşse durum vahimleşebilir.
Çünkü artık insanlar sevgiyi göz göze bakarak, yüz yüze gelerek değil, karşılıklı sohbetlerde değil, bilgisayar karşısında arar oldu.
Bu ne kadar üzücü bir durum aslında.
***
Network cağı olan günümüzde artık kimin nerede neler yaptığını bilmek de hiç de zor değil.
Milli ya da uluslararası istihbarat teşkilatlarının işleri artık çok kolaylaştı.
İnsanlardaözel hayat diye bir şey de kalmadı sanki.
İyi niyetli insanlarınyanında, kotu niyetliler de hiç de az değil.
Saklısı gizlisi olmayan saf ve temiz kalpli insanların yuvaları yıkılırken evlere hırsızlar daha da kolay girer oldu.
Zaten facebookta tatil fotoğraflarımız bile anında yüklenirken, özel hayattan bahsetmek gayet zor.
***
Artık mutluluğumuzu da, acımızı da sanal bir dünya olan facebook, twitter gibi sosyal medya organlarında paylaşır olduk.
Özellikle de “extraverti” dediğimiz daha sosyal, dışa açık karakterli insanlar duygularını, düşüncelerini ve hatta hayallerini bile paylaşıyor.
Paylaşmak elbette güzeldir, hayal kurmak da!
Her zaman söylediğimiz gibi, mutluluklar paylaştıkça çoğalır, acılar ise paylaştıkça azalır elbet..
Ama her yerde olduğu gibi bu alanda da bilinçli olmak gerektiğini asla unutmamalı..
Sosyal medya sayesinde aynı evde bile bilgisayarla haberleşen aile bireylerinin, bu işi artık daha bilinçli yapması ve birbirine daha fazla zaman ayırması gerekiyor.
***
Sanallaşan dünya fırtınasında savrulup, kaybolup gitmek yerine bazı gerçekleri görüp onlara doğru yürümek zorundayız.
Kabul ediyoruz, hepimizin sevgiye ihtiyacı var; ilgiye, dostluğa..
Ama bunu bilgisayar denilen alet aracılığıyla değil, karşılıklı yaparsak , samimiyet açısından da hepimiz için daha hayırlı olmaz mi?
Haydi o zaman, “network” çağında netleri birazcık olsun bir yana bırakıp“work” kısmına daha çok ağırlık verelim..

Birgül KAPAKLIKAYA
Brüksel, 14-05-2013
birgulkapaklikaya@yahoo.com

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments