Sevgili okurlar bu yazımızda Empati konusuna değineceğiz. Yoğun günlük hayatımızda bazen o kadar bunalırız ki karşımızdakini kırmadan yapamayız. Bu konuda bazen haklı ve bazende haksız olarak tabiri caizse yargısız infaz yaparız. Keşke bu tür davranışlarda bulunmadan o olayı enine boyuna ölçüp tarta bilsek.
Bu girişten sonra asıl konumuz olan Empati’ye değinmek istiyorum.
Empati; Kişinin kendini geçici bir süre başkalarının yerine koymasıdır. Yani bir başka deyişle karşısındakinin yerinde kendinin olduğunu düşünmesidir diye biliriz. Empatiyi başarılı bir şekilde kurup uygulayabilen kişiler bir çok sorunun üstesinden başarı ile gelebilirler. Olayları büyümeden çözebilirler. Empati olan yerlerde hoşgörü, anlayış, huzur, sevgi ve saygı vardır. Empatinin olmadığı yada sağlıklı empati kurulamadığı yerlerde ise genellikle sorun, gerilim, anlaşamazlık, çatışma, yalnızlık ortaya çıkar.
Her Anne-baba yaratılış gereği çocuklarını severler, korurlar, desteklerler. Ancak bazen olur ki anne, ve babalar çocukları ile anlaşamayabilir ve hatta bu sorun çatışmaya kadar uzayabilir. Bunun sebebi ise annenin yada babanın kendini çocuğunun yerine koymaması ya da kendi çocukluğunu unutmasıdır. Öğretmenler, bazen öğrencileriyle anlaşamaz, çatışmaya bile girebilir. Bunun da nedeni çoğu kez öğretmenin kendini öğrenci yerine koymamasıdır. Büyüklerin küçükleri anlamaları empatiyle sıkı ilişkilidir. Empati, genellikler her yerde ve zamanda uygulanabilecek bir yaklaşım tarzıdır. Bununu yanı sıra empatinin kurulamayacağı yada kurulduğunda sağlıklı sonuç vermeyecek durun ve olaylarda mevcuttur. O nedenle kişi empatiyi nerede, nasıl, ne oranda göstereceğini çok iyi hesap etmelidir. Sağlıklı empati kuramayan kişilerde şu özellikler göze çarpar; bencillik, inatçılık, katılık, kıskançlık, sevgi ve saygısızlık gibi olumsuz davranışlar görülür. Hiç kimseye yararı olmayan bu kötü huylardan kurtulmak herkesin isteğidir.. Sevgi, hoşgörü, anlayış, birliktelik, dostluk, muhabbet gibi güzel huyların ortaya çıkmasında empatinin büyük katkısı vardır.
Empati kurmak aslında çok kolay bir iştir. Bunun için karşımızdakileri kendimiz gibi düşünmek yeterlidir. Bunu yapabilirsek ardından sevgi, saygı ve anlayış ortaya çıkar. Elindeki çöp poşetini başkalarının kapısının önüne rastgele fırlatan birine şunu pekâlâ söyleyebiliriz:
– Kardeşim, orası senin evinin önü mü?!.. O poşeti fırlatan başka birisi, burası da senin evinin önü olsa ne yapardın?!.. Bu sokak hepimizin değil mi?
Bu ve buna benzer uyarıları karşımızdaki insanlara sıkca yapmaktayız. Önemli olan bu tür uyarıları uygun seçilmiş bir dille yerine getirme sonuca ulaştırır. Bir söz vardır günlük hayatımızda bir çok kez kullandığımız, talı dil yılanı deliğinden çıkarır. İnsan; bir sözü söylerken, bir tavrı koyarken, bir davranışı sergilerken hep karşısındakini düşünmeli ya da muhatabının yerine kendini koymalı. Böyle yapılırsa insanî münasebetlerimizde özlenen güzellikler ortaya çıkar .
Bu günlükte bu kadar bol empatili günler.