Emirdağ’da toplu halde yemek yeme durumları sıklıkla, düğünlerde, ölümlerde, yurtdışından dönüşlerde, hacı yemeklerinde görülür. Ne güzel adetlerdir, insanlar bir araya gelir, birbirlerine destek olurlar. Ancak kafamı kurcalayan bir gelenek var ki Emirdağ’da, kime anlattıysam herkes şikâyetçi, herkes muzdarip. Öncelikle niyetim oradakini alıp buraya koymak falan değil. Tamamen gözlemlerimi yazmak. Katılıp katılmamak sizin fikriyatınız.
Cenaze yemeklerinden bahsetmek istiyorum.
Bu yazıyı okuyan herkes bu yemeklere katılmıştır bir şekilde. Hatta Allah kabul etsin, belki de yemek vermiştir ölen yakınının ardından. Düşünüyorum da acısını yaşayamadan, gözündeki yaş kurumadan yemek derdine düşüyor cenaze sahipleri. 3’ü, 7’si, 40’ı diye. Hatta defin günü yemek verme geleneği de var çoğunlukla. Sormak lazım âlimlere böyle belirli günler var mı ölen için? Hal buya bazen de yemek beğendiremiyorsun gelenlere. Ne zor bir gelenektir bu. Bakıyorum da başka illerde, başka ellerde yok böyle ağır yemek verme âdeti. Örneğin bizim oralarda (Orta Karadeniz) veya Ülkemizin birçok yerinde komşular tencere tencere yemeklerle gelirler cenaze evine.
Ama çoğu zaman kimse oturmaz çekinir “yük olmayalım duamızı ettik mevlit şekerimizi aldık Allah kabul etsin” der ve taziyeden sonra giderler. İl veya ilçe dışından gelenler varsa onlara yedirilir yemek. Oysa burada sanki lokantaya gelmiş gibi insanlar yemek yiyorlar ve kalkıyorlar. Hâlbuki o yemeğin amacı, yemek yiyenlerin, yemeğe vesile olan rahmetlinin ruhuna dua okumasıdır. Bir arada dua okumaktır. Genelde burada okunan dua sofra duası oluyor. Birde şunu düşünelim, acaba herkesin gücü yeter mi böyle ağır yemek vermeye? Çorbasıyla, etiyle, pilavı, tatlısı, bamyasıyla…
Her bütçe kaldırabilir mi?
Uzun lafın kısası, başta da söylediğim gibi eski köye yeni adet getirmek değil niyetim. Ancak insanları dua etmek için bir araya toplamanın aracı illaki ağır, şartları zorlayan yemek vermek olmamalı. Haaa yemek olmadan duaya gelmezlerse onu bilemem. Fakat biraz hafifletilmeli bu gelenek bence. İnsanlar yasını, acısını yaşamalı yemeği nasıl vereceğiz derdine düşmemeli.
Dediğim gibi bunlar benim düşüncem katılıp katılmamak size kalmış.
Saygılarımla.
Yavuz ÖZTUNCER