Pazar, Ekim 6, 2024

Erken Seçime Gitmek

Ülkemizin ali menfaatini düşünürsek, “ERKEN SEÇİME GİTMEK”  en son düşüneceğimiz tercih olmalıdır. Böyle bir tercih olursa, bunun kazananı milletimiz olmayacaktır.
Yurdumuzda yapılan erken seçim verilerin büyük kısmında, erken seçim kararı alan iktidar güçlerinin seçimde kaybettiğini göstermektedir.
Seçimden yeni çıktık. Herkes boyunun ölçüsünü aldı. Artık ülkemiz için, ülkemizin geleceği için düşünmeliyiz. Geçmişin yanlışlarından vazgeçip, yapmamız gerekenleri gündeme taşımalıyız.
Başta çözüm süreci denilen ucubeden , bütün yanlışları ile geri adım atmalıyız. Burada Kürt vatandaşlarımızla, dış güdümlü  taşeron PKK hadisesini birbirinden ayırmalıyız. Geldiğimiz noktada, bağımsızlık istediklerini ilan edenlerle konuşacağımız, görüşeceğimiz bir şey olamaz.
Cumhurbaşkanlığı makamı saygın yerini almalı, bütün partilere eşit mesafede durarak, günlük siyasetin içine girmemelidir.  Şimdiye kadarki uygulama bunun aksine olmuştur. Adeta seçim propagandasına katılınmış, taraf olunmuştur. Bu yanlıştan bir an önce dönerek, yaşadığımız sıkıntıları çözmek için Cumhurbaşkanı makamı katkıda bulunmalıdır.
Anayasanın  “Madde 4 – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.” Maddesi kesinlikle değişmemeli, gündeme bile gelmemelidir.
Demokratik Hukuk Devletinin olmazsa olmazı olan suç cezasız kalmamalı, her türlü rüşvet ve adam kayırmanın önü alınmalıdır.” Adalet Mülkün Temelidir.” diye  büyüklerimiz boşuna dememişlerdir. Yöneticilerin üzerindeki en büyük sorumluluk kul hakkıdır. Kul hakkını üzerimize geçirmemeye bütün gücümüzle çalışmalıyız.
Bu önemli konuların üzerinde mutabakat sağlanarak, AKP- MHP koalisyonunun kurulması ülke menfaatine olacaktır. Bunun içinde her iki tarafın asgari müştereklerde birleşerek, partileri bir tarafa ülke menfaatleri için bu fedakarlığı yapmalıdırlar.
Bu koalisyon yapılmayıp, erken seçim yapılırsa ne olur? Bunun ülkenin menfaatine olmayacağı, şu anki oy oranlarının değişmeyeceği ortadadır. Çözüm bekleyen bunca mesele varken, azgınlaşarak başını alıp giden bölücülüğe kim dur diyecek. Akan kanın hesabını kim soracak? Dış güçlerin oyununu kim bozacak, bunu iyi hesap etmeliyiz.
Ekonomik olarak’ta dengelerin bozulduğu, cari açığın büyüdüğü, fert başına düşen milli gelirin azaldığı tablolara yansımaktadır.
Orta doğu ateş topu haline gelmiştir. Amerika-İngiltere- İsrail üçlüsünün hesabı olan BOP, adım adım gerçekleşmektedir. Bu proje ile Orta doğu’da” İsrailin Arz-ı mevud’u, petrol ve su kaynaklarına  hakim olma projesi gerçekleşecek, kontrol tamamen İsrail’in eline geçecektir.” Suriye, Irak, Lübnan’da çıkan sorunlar, bu amaca hizmet etmektedir. Suriye’den dört  milyona yakın Arapın diğer ülkelere göç ettirilmesi, bu coğrafyanın boşaltılması amacı ile gerçekleşmiştir.Bölgede insan kesafeti azalmış, bu coğrafya’da  Yahudiler ellerini kollarını sallayarak, rahatlıkla dolaşacaklar, Kürt kardeşlerimiz’de Yahudilere taşeronluk yapacaktır.
Bir şehit babasının ağzından duyduğum beddua vardı-“ Bizim milletimize kurşun sıkanlar Türk’ün eline değil, Yahudi’nin eline düşsünler. Türk aşını ekmeğini verir. Yahudi ölse bile bir yudum su, bir lokma ekmek vermez.” Demişti. Yemende, Filistin’de ne  olmuşsa, bu üçlüye uşaklık edenlerin başına’da aynı şey gelecektir. Filistinlilere yaptıkları gibi, taşla kollarını kıracaklar. Tarih boyu Müslümanlığın koruyuculuğu ve kalesi olmuş bu millete kalkan eller, uşaklık ettikleri ellerce kırılacaktır.  
Ülke içinde her türlü ayrıma, suni problemlere dur diyerek, ülkemizde 80 yıldır gerçekleşmeyen birlik ve beraberliği acilen tesis etmeli, oklarımızı kendi insanımıza doğru değil, bizi hedef alanlara doğru çevirmeliyiz. Erken seçim sevdasından vazgeçerek, kurulacak AKP- MHP koalisyonu ile sorunlarımıza çözüm aramalıyız.
Mustafa Yolcu
myolcu53@gmail.com

RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments