‘’Yaşamınızda insanlara veya eşyalara bağlı olmayan mutluluk kaynakları var mı?’’
İçten gelen mutlulukla sağlık arasında doğrudan ve çok güçlü bağlar vardır.
Mutlu olmak için her zaman “insanlara” ya da “şeylere” güvenemezsiniz!
Mutluluğunuz sadece onlara bağlıysa, o mutluluğu kaybetmeniz çok kolay olacaktır.
İnsanlar gelir ve gider.
İlişkiler değişir! Eşyalar kırılır, kaybolur, deforme olur.
En yakınlarınız bile olsalar, insanlar ayrılır, taşınır, iş değiştirir, zamanla iletişimi kaybederseniz ya da ölürler.
Bundan beş/on yıl önce birlikte olduğunuz insanların kaçı bu gün hayatınızda ve bundan on yıl sonra hangileriyle hala aynı şeyleri paylaşıyor olacaksınız?
Eşyalar da öyledir!
Yeni koltuklarınız lekelenir.
Son model arabanız zamanla demode olur.
Yeni telefonunuzun daha da yeni sürümü piyasaya sürülür.
Yeni bilgisayarınız çalışmaz olur.
Bir şeyi yeni aldığınızda kısa bir yükselişe girersiniz ve sonra bu duygu hızla kaybolur.
Mutluluğunuz sadece sürekli değişen şeylere bağlı olduğunda, daha kolay savrulursunuz.
O nedenle, insanlara ve eşyalara bağlı olmayan mutluluk kaynaklarına sahip olmamız gerekir.
Bunu başaranların en büyük ortak özelliği, herhangi bir statü veya ekonomik çıkar beklemeksizin yeni şeyler öğrenmeye olan meraklarıdır.
AVM yerine doğa yürüşü Bilim, belgeseller, insan psikolojisi, hayvanlar âlemi, ekonomi, politika, sanat, sosyoloji, tarih ve felsefe gibi her türlü konu ilgilerinizi çekebilir.
Öğrenme merakları onlara, bambaşka dünyaların kapılarını aralar.
Bakış açıları genişler ve yaşamları derinleşir.
Benlik saygıları artar.
Mutluluk üreten insanların, kendileri için anlamlı hedefleri vardır.
Yazı, şiir, kitap yazmak, fotoğraf çekmek, seramik yapmak, dans öğrenmek, müzik üretmek, yaşamın fırtınalarında tutunacakları dalları olur.
Bir başka özellikleriyse, dünyayı salt bir mücadele alanı değil, sakladıkları özenle keşfedilecek bir hazine sandığı gibi görmeleridir.
Dikkatle baktığımızda her şeyde bir giz, bir güzellik bulunur!
Her gün olmasa bile belirli zamanlarda biraz erken kalkıp, Güneşin doğuşuna tanıklık edebilir, yapacağımız doğa yürüyüşleri ile sararıp yere düşmüş yapraktaki renk geçişlerini fark edebiliriz…
Beni en çok büyüleyen, vahşice yağmalanmış toprakların hala, bulduğu her minik aralıktan bizlere uzattığı yemyeşil minik ot demetleridir.
Mutluluk bazen, hiçbir şeyden yakınmadan, hiçbir şeyi değiştirmeye kalkışmadan, yaşamın sunduğu zenginliklere tanıklık etmektir.
Bunu başaramadığımızda, hayatın geri kalanıyla da tatmin olmamız zordur.