Salı, Aralık 3, 2024

Mesela Dedik

Dışarıda lapa lapa yağan kar…
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa…
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu…
Sucuk lükstü.
Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi…

Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış,fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında, boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım…

Dışarıda kar…
Bizde kanaat…
İçeride huzur…

Televizyon yoktu.
Gazete de her zaman olmazdı.
Telefon her evde yoktu.
Birileri İnternet mi dedi ? Zaten yoktu.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!

Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna bayılırdık.
Kestane közlemek bütün bir gecenin mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar,radyodan dinlenen arkası yarınlar…
Şimdi çok kanallı renkli kutularda (TV ) yayınlanan,birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası..

Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı…
Domates de…
Bütün bu canlılara, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.

Dışarıda kar…
İçeride huzur…

Zam endişesi, suların kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi…
Kimin umurunda…
Ne güzel cahildik.
Mutluluğun resmini çiziyorduk..
Oysa şimdi…
“Mesela Dedik ya !”

 

RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments